Baba Hasan Sert (34), AA muhabirine dört gün önce başlarına gelen olaya hala inanamadıklarını söyledi.
Seyhan Devlet Hastanesi Marsa Kadın Hastalıkları ve Doğum Ek Hizmet Binasında ölü olarak dünyaya geldiği belirtilen bebeğini defnetmek için gittiği Yüreğir ilçe merkezine 30 kilometre uzaklıktaki Herekli Mahalle Mezarlığı’na yaklaştığı sırada ağlama sesiyle evladının yaşadığını fark ettiği anları unutamadığını dile getiren baba Sert, o günden bu yana gözüne uyku girmediğini belirtti.
Duyduğu ağlama sesine önce inanamadığını belirten Sert, bir yandan sevindiğini diğer taraftan da çocuğunu kendi eliyle kefenin içerisinden çıkardığı o onları anlatmanın imkansız olduğunu söyledi.
Sert, bebeği hastaneden kefenin ve poşetin yanı sıra bir de cenaze torbasının içerisinde teslim aldığını anlatan Hasan Sert, şöyle devam etti:
“Köye geldim. Cenazeyi define götürürken, çocuğun ağlama sesiyle açtım torbayı, ne elim ayağım tuttu, ne başka bir şey. İlk önce inanmadım, ondan sonra aynı sesi çıkarttı, besmele çektim ve açtım. Açarken de üçüncü sesi de getirdi çocuk. Fermuarı, kefeni, poşeti açtım. Poşeti açtım ama kıyamadım elim girip de çocuğa bir şey olur mu diye. Kıyıp da çıkaramadım poşetin içinden. Kucağıma koydum 112’yi aradım, durumu anlattım. Yolumu tarif ettim. Ceketimi çıkardım ona sardım, ilk gördüğüm anda kaloriferi sonuna kadar açtım, çocuk üşümüştür, muhakkak üşümüştür dedim. 112’yi beklemeye başladım. O an 112’yi nasıl aradığımı şu an dinlemek isterim, hatırlamıyorum.”
Bebeğinin yaşadığını anladığı anda arabada koltukta sürekli onunla konuştuğunu aktaran Sert, gözyaşları içerisinde şunları söyledi:
“Yemin ettim ya ah kalmayacak. Allah ya bir şekilde sesini duyurdu bana ama yemin ettim ahı kalmayacak o çocuğun. Cumhurbaşkanımızdan da bu konuda yardım istiyorum. O çocuğun ahı kalmasın. Ya o poşetin içerisinde çocuğun çektiğini ya benim çektiğimi… İnşallah bir ihmal yoktur ve onların da canı yanmasın ama ihmal varsa benim canımın yandığı kadar onlarınki de yansın.”
Sert, evde eşinin, kendisinin ve diğer iki çocuğunun durumunun kötü olduğunu ve psikolojilerinin bozulduğunu belirtti.
“Ben canlı canlı çocuğumu kendi elimle gömecektim”
Bekleyişlerinin sürdüğünü ve öldü denilen bebeklerinin hastanede tedavisinin sürdüğünü dile getiren Sert, “Tıbben yaşamaz denildi yaşayacak, Allah verdi çünkü. O poşetin içerisinde normal bir çocuk bile yaşayamazdı, yaşadı ya. ‘Ben savaşıyorum’ diyor ya. Ne sevinebiliyoruz çocuğum yaşadı diye, canlı canlı gömecektik bir de onu düşünüyorum. Ben canlı canlı çocuğumu kendi elimle gömecektim.” ifadesini kullandı.
Sert, çocuğunun hastanede kendilerinin de dışarıda bir savaş verdiğini ve bu nedenle adını da “Savaş” koyacaklarını söyledi.
“Çok şükür hayatta, kucağıma alacağım günü bekleyeceğim”
Anne Melek Sert de “Çocuğumun sağlıklı bir şekilde yaşamasını istiyorum, Allah’tan tek dileğim bu.” dedi.
Doğumda bebeğinin yüzünü hiç görmediğini sadece kafasını arkadan ve belini gördüğünü aktaran Melek Sert, “Çok merak ediyorum. Yüzünü, elini ayaklarını çok merak ediyorum. Herhalde onu ilk gördüğümde ağlarım, kalbim titriyor. Çok şükür hayatta, kucağıma alacağım günü bekleyeceğim. Allah sağlıklı uzun ömürler versin. Çok büyük bir mucize, hastanede iki saatten fazla yaşamaz denildi, 4 gündür hayatta çok şükür.” diye konuştu.
Anne Sert, normalde bebeklerine İbrahim ismini koyacaklarını, ancak yaşadıkları bu olaydan ve verdikleri savaştan sonra Savaş ismini koymayı kararlaştırdıklarını dile getirdi.
Babaanne Rima Sert, öldü denilen ve mezarını hazırladıkları torununun 4 günden bu yana yaşadığını, şaşkınlık içerisinde olduklarını kaydetti.
Yorumlar kapalı.