Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, partinin 20 yıllık geçmişindeki 150. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nı icra ettiklerini belirtti.
Dünyada ve Türkiye’de 20 yılda il başkanlarını bu şekilde 150 defa bir araya getiren, istişare mekanizmasını böylesine düzenli ve etkili işleten bir başka partinin olduğunu sanmadığını ifade eden Erdoğan, tıpkı Merkez Yürütme Kurulu, Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantıları gibi il başkanları, kadın ve gençlik kolları başkanları, belediye ve il genel meclis başkanlarıyla yaptıkları genişletilmiş istişare toplantılarının, partinin adeta mutfak çalışmaları olduğunu söyledi.
Siyasetin istikametinin, hükümet çalışmalarının ana fikirlerinin, illerin meselelerinin işte bu toplantılardaki görüşmelerde, değerlendirmelerde, fikir alışverişlerinde ortaya çıktığını, şekillendiğini, geliştiğini dile getiren Erdoğan, “Bu platformlar, milletin sesinin, nefesinin, beklenti ve dertlerinin en üst düzeyde yankılandığı, duyurulduğu yerlerdir. AK Parti’nin 20 yıldır seçimlerden hep birinci çıkmasının sırrı işte buradadır.” diye konuştu.
Partiyi 2001 yılı ağustos ayında kurduktan yaklaşık 15 ay sonra 3 Kasım 2002 seçimlerinde ilk defa milletin huzuruna çıktıklarını hatırlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu ilk seçimimizdeki kampanya sloganımızı ‘Yakın ışıkları Türkiye aydınlansın, tek başına iş başına’ olarak belirlemiştik. Hamdolsun milletimiz çağrımıza cevap verdi, yüzde 34,3 oyla bizi tek başımıza iktidara getirdi. Ülkenin yönetimini devraldıktan sonra bir yandan milletimizin demokrasi hak ve özgürlükler özlemine cevap vermenin, diğer yandan kalkınma alt yapımızın eksiklerini tamamlamanın gayreti içine girdik. Yaklaşık bir buçuk yıl sonra yapılan 28 Mart mahalli idareler seçiminde ‘Ak eller, Ak iller, yerel kalkınma başlıyor’ sloganıyla belediyelerin önemli bir kısmını kazanarak aynı hamleyi yerele de yaydık. Bu seçimlerde oy oranımızı yüzde 42’ye çıkardık.”
Erdoğan, iktidarlarının ilk döneminde vesayetin önlerine çıkardığı engelleri aşmak için sabırlı ve kararlı bir mücadele yürüttüklerini vurguladı.
Karanlık cinayetlerden cumhuriyet mitinglerine, gece yarısı bildirilerinden Meclis kürsüsünden yapılan tehditlere kadar nice engelle ve kumpasla boğuştuklarını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Anayasayı, kanunları, teamülleri hiçe sayarak Meclis’te cumhurbaşkanı seçmemizin bile önüne geçmek istediler. Biz de çareyi yeniden milletimize gitmekte bulduk. 22 Temmuz 2007 milletvekili seçimlerini hatırlayın. ‘Durmak yok yola devam’ diyerek, yüzde 47 oy oranıyla kazandık. Vesayetin sandıkta uğradığı ağır yenilginin ardından hem cumhurbaşkanını seçtik hem ülkemizin demokrasi ve kalkınma atılımında güç tazeledik. Bu seçimin hemen ardından yapılan ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi dahil pek çok demokratik düzenlemeyi içeren Anayasa değişikliği halk oylamasında da milletimizin yüzde 69’luk desteğine mazhar olduk. Ardından 29 Mart 2009 mahalli seçimlerinde ‘her şey Türkiye için, işimiz hizmet, gücümüz millet’ şiarıyla yüzde 38,4’lük oy oranına ulaşarak, belediyelerdeki hizmet ruhsatımızı yeniledik.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partiye yönelik kapatma davasının ardından başlayan sürecin, ülkeyi 12 Eylül 2010 tarihinde özellikle yargının yapısında ve işleyişinde kapsamlı değişiklikler yapan bir halk oylamasına daha götürdüğünü belirtti.
Teklif ettikleri anayasa değişikliğinin, bu halk oylamasında yüzde 58’lik bir destekle millet tarafından kabul edildiğini anlatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye, 2011 yılına geldiğinde artık demokrasi ve kalkınma yolunda yeni bir sıçramanın eşiğine gelmişti. Bu seçimlerde milletimizin huzuruna ‘Türkiye hazır, hedef 2023’ diyerek çıktık ve yüzde 49,8’lik bir oy oranına ulaştık. 2023 hedeflerimizi ilan ettiğimiz ve IMF’ye olan borcumuzun son taksitini ödediğimiz 2013 mayısının hemen ardından ülkemizde ardı ardına başlayan ve bugüne kadar da kesintisiz süren bir dizi hadiseye şahit olduk. Evet, Gezi olayları ile ilk işaret fişeği atılan siyasi ve sosyal istikrarsızlık çıkarma, darbe girişimleriyle demokrasimizi yıkma, terör olayları ve sınırlarımızı tacizle vatanımızı işgal etme girişimlerine karşı milletimizle birlikte adeta ikinci bir milli mücadele yürüttük. Böyle bir iklimde girdiğimiz 2014 Mahalli İdareler seçimlerini ‘Millet eğilmez Türkiye yenilmez’ haykırışıyla yüzde 43’lük bir oy oranı elde ederek tamamladık. Aynı yılın ağustos ayında gerçekleştirilen ve ülkemizde ilk defa doğrudan halkın oyuyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini ‘Milli irade milli güç’ diyerek kazandık.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’nün demokrasiyi yıkmaya, seçilmiş yönetimi kumpasla devirmeye yönelik 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminden PKK’nın çukur eylemlerine kadar nice saldırıyla boğuştukları 2015 yılında ardı ardına iki seçim yaşadıklarını anımsattı.
Cumhurbaşkanlığına seçilerek AK Parti Genel Başkanlığından ayrılmasının ardından yapılan Haziran 2015 seçimlerine ‘Onlar konuşur, AK Parti yapar’ diyerek girdiklerini hatırlatan Erdoğan, şunları paylaştı:
“Bu seçimlerde yüzde 41 düzeyinde bir oyla birinci parti olmamıza rağmen ilk defa Mecliste tek başımıza hükümet kuracak çoğunluğa maalesef ulaşamadık. MHP’nin kararlı duruşu ve muhalefetin çoğunluk oluşturacak bir koalisyon kuramaması sebebiyle Cumhurbaşkanı olarak anayasanın bize verdiği yetkiyi kullanarak seçimleri tekrarladık. Kasım 2015’te yapılan seçimlerde bir kez daha ‘Tek başına, iş başına’ diyerek yüzde 49,5’lik bir oy oranına ulaşmak suretiyle ülkemizi bu badireden çıkardık ve hükümeti kurduk.”