Başkent Londra’da yaşayan 74 yaşındaki avukat Geoffrey Woof, 20 Mart’ta evde fenalaştı. Üç gün sonra hastaneye kaldırıldı. Covid-19 tanısı kondu. Yoğun bakıma alınan Woolf bir süre sonra komaya sokuldu.
Oğulları nisan ayında onu son bir kez görmeleri için hastaneye çağrıldı. Doktorları, beyin tomografilerinde aktivite görmediklerini söyledi.
Son bir tomografi çekildi ve bu kez az da olsa umut olduğu anlaşıldı. Umutlar boşa çıkmadı. Woolf, temmuz ayında uyandı. Tedavi sürecinin 67 gününü solunum cihazına bağlı geçiren Woolf’un inme nedeniyle bir tarafı felçliydi; konuşmakta güçlük çekiyordu. Konuşabilmesi ve yürüyebilmesi için rehabilitasyon süreci başladı.
Islington semtindeki Whittington Hastanesi’nin farklı servislerinde geçirdiği 126 günün ardından rehabilitasyon için başka bir kliniğe sevk edildi. Ve, oradaki 180 gün tamamlanınca, Covid-19 nedeniyle hastanede en uzun süre kalan hastalardan biri olan Woolf geçen cumartesi taburcu oldu.
33 yaşındaki oğlu Nicky ve 29 yaşındaki oğlu Sam Woolf, çok zor günler geçirdiklerini, babalarını tekrar evde görmekten büyük mutluluk duyduklarını anlattı.
Nicky Woolf, “Her gün hastaneden gelecek telefonu bekliyorduk” derken Sam Woolf ise “Bu zorlu süreci nasıl atlattığımızı kelimelerle ifade etmek çok zor” dedi.
Geoffrey Woolf ise ‘evde olmanın en güzel yanının hastanede olmamak’ olduğunu vurgulayarak, “İstediğim şeyi istediğim zaman yiyebiliyorum, ailemi, dostlarımı görebiliyorum” ifadelerini kullandı.
Yorumlar kapalı.