Milyonlarca kişi koronavirüse karşı aşılanırken, pandemi tünelinin sonunda nihayet ışık göründü. Aşılamaların başlaması ile bilim insanları, dünyanın artık pandemi konusunda rahatlayabileceğini düşünüyor.
The New York Times’dan Apoorva Mandavilli’nin Science dergisinde yayınlanan bir araştırmaya dayandırdığı makalesine göre, koronavirüs var olmaya devam edecek ancak soğuk algınlığının ötesinde bir tehdit oluşturmayacak.
Araştırmaya göre, virüs şu anda yetişkin bağışıklık sistemini alt edebilen yabancı bir patojen olarak tehdit olmaya devam ediyor. Ancak herkes virüse veya aşıya maruz kaldıktan sonra durum artık böyle olmayacak.
Öte yandan koronavirüsün yetişkinlerde daha etkin olmasının nedeni, çocukların bağışıklık sistemlerinin vücutlarına yeni giren patojenlere karşı daha sorgulayıcı davranışlar sergilemesinden kaynaklanıyor. Çalışma, virüsün gelecekte yalnızca 5 yaşından küçük çocuklarda endişe verici olacağını öne sürüyor. Ancak bu endişe verici durum burun çekmenin veya belirti göstermemenin ötesine geçmiyor.
Atlanta’daki Emory Üniversitesi’nden araştırmacı Jennie Lavine, “Bu tür bir endemik duruma ulaşmanın ne kadar süreceğinin hastalığın ne kadar hızlı yayıldığına ve aşılamanın ne kadar hızlı uygulanacağına bağlıdır” dedi.
DÖRT KORONAVİRÜS TÜRÜ İNCELENDİ
Cumhuriyet’ten Zeynep Çam’ın haberine göre, Dr. Lavine ve meslektaşları, soğuk algınlığına neden olan diğer dört koronavirüse ve yeni patojenin kaderine dair ipuçları için SARS ve MERS virüslerini inceledi.
Endemik olan dört soğuk algınlığı koronavirüsü de yalnızca hafif semptomlar üretiyor. Sırasıyla 2003 ve 2012’de ortaya çıkan SARS ve MERS, insanları ciddi şekilde hasta etti ancak geniş çapta yayılmadı.
Araştırma ekibi tüm koronavirüslerin benzer bir bağışıklık tepkisi ürettiğini ve yeni virüsün en çok endemik soğuk algınlığı koronavirüslerine benzediğini öne sürdü.
Önceki bir çalışmadan elde edilen verileri yeniden analiz eden ekip, soğuk algınlığı koronavirüsleri ile ilk enfeksiyonun ortalama 3 ila 5 yaşlarında meydana geldiğini buldu. Araştırmada yer alan bulgulara göre, “Bu yaştan sonra, insanlar tekrar enfekte olabilir, bu da bağışıklıklarını güçlendirir ve virüslerin dolaşımını sürdürür. Ama onları hasta etmez.”
YENİ KORONAVİRÜS İÇİN BENZER BİR GELECEK ÖNGÖRÜLÜYOR
Dr. Lavine, virüsün hızlı yayılımına, bağışıklık tepkisinin gücüne ve uzun ömürlülüğüne bağlı olarak, koronavirüsün doğal enfeksiyonlar alarak endemik hale gelmesinin birkaç yıl ila on yıllar süreceğini söyledi.
Virüsün, aşılamalar olmadan endemik hale gelmesinin en hızlı ancak en kötü yol olduğunu kaydeden Dr. Lavine, bu yol izlenir ise nüfus bağışıklığının bedeli olarak yaygın hastalıklar ve ölümler yaşanabileceğini belirtti.
Aşıların bu durumu tamamen değiştirebileceğinin altını çizen Dr. Lavine, şunları kaydetti:
“İnsanlar ne kadar hızlı aşılanabilirse o kadar iyi. Etkili bir aşı uygulaması, koronavirüsün endemik bir enfeksiyon haline gelmesi için zaman çizelgesini bir yıla, hatta altı aya indirebilir.”
Yine de Dr. Lavine aşıların koronavirüsü ortadan kaldırmasının pek olası olmadığını söyleyerek, “Virüs, çevremizde daha iyi huylu olsa da kalıcı hale gelecektir” dedi.
“KIZAMIK SENARYOSUNA BENZEYECEK”
San Diego’daki La Jolla İmmünoloji Enstitüsü’nde virolog olan Shane Crotty, makalenin genel yapısı ile aynı fikirde olduğunu kaydederek, “Eğer aşılar insanların virüsü bulaştırmasını engelliyorsa, o zaman çocuklar dahil herkesi aşıladığınız zaman bu hastalık, kızamık senaryosuna çok benzeyecek ve insanlara artık bulaşmayacağını göreceğiz. Aşıların mantıken hastalığı önleyeceği ancak enfeksiyon ve bulaşmayı önlemeyeceği görünüyor. Bu durum, koronavirüsün dolaşmaya devam edeceği anlamına geliyor” diye konuştu.
Toronto Üniversitesi’nde bir immünolog olan Jennifer Gommerman, “Şu anda sahip olduğumuz aşıların, enfeksiyonu önlemek için gerekli olan türden sterilize edici bir bağışıklık sağlaması olası değil. Gerçek üst solunum yolunda doğal bir bağışıklık tepkisi almıyorsunuz, kolunuza bir iğne yaptırıyorsunuz. Bu, aşılamadan sonra bile enfeksiyonların ortaya çıkma olasılığını artırır” dedi.
Sonuç olarak, Dr. Lavine’nin modeli, yeni koronavirüsün soğuk algınlığı koronavirüslerine benzer olduğu varsayımına dayanıyor. Ancak Harvard T.H.’de epidemiyolog olan Marc Lipsitch, bu varsayımın geçerli olmayabileceği konusunda uyardı.
Dr. Lipsitch, “Diğer koronavirüs enfeksiyonları uygulanabilir olabilir veya olmayabilir, çünkü bu koronavirüslerin daha yaşlı ve bağışıklık sistemi virüse maruz kalmamış bir yetişkine neler yapabileceğini görmedik” dedi.
“MEVSİMSEL GRİBE BENZEYEBİLİR”
Bir başka makul senaryo, virüsün, bazı yıllarda hafif ve diğerlerinde daha ölümcül olan mevsimsel gribe benzeyebileceğini söyledi. Koronavirüsün bağışıklık tepkisinden kaçan yeni varyantları da tabloyu karmaşıklaştırabilir.
Dr. Lipsitch, “Koronavirüsün Soğuk algınlığına dönüşme tahminleri, paramın çoğunu koyacağım yer. Ama bunun kesinlikle garanti olduğunu sanmıyorum” dedi.
Soğuk algınlığı koronavirüslerinin ilk kez ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı bir muamma, ancak yeni koronavirüsün ortaya çıkmasından bu yana, bazı bilim insanları, dünya çapında yaklaşık bir milyon insanı öldüren ve dört yaygın soğuk koronavirüsten biri olan 1890 pandemisi OC-43’ten kaynaklanmış olabileceği teorisini yeniden gözden geçirdi.
Kanada’daki Montreal Klinik Araştırma Enstitüsü’nden bir immünolog olan Andre Veillette, “İnsanlar, insan popülasyonunun, salgını sona erdiren OC-43’e karşı düşük dereceli, geniş bir bağışıklık geliştirdiğini öne sürdüler. Bu koronavirüs şu anda toplumda oldukça barışçıl bir şekilde dolaşıyor” ifadelerini kullandı.