Türkiye Covid-19 salgınının başından bu yana en yüksek vaka ve ölüm sayılarının görüldüğü, hemen her şehirde yoğun bakım servislerinde kapasitelerin dolmaya başladığı günler yaşıyor.
Çeşitli kentlerden BBC Türkçe’ye konuşanlar, Covid-19 hastası yakınlarının günlerce süren bekleyişten sonra yoğun bakıma alınabildiğini ya da yoğun bakıma geçmeyi beklerken hayatlarını kaybettiklerini anlatıyor.
Sağlık Bakanlığı 1 Aralık verilerine göre, bu hafta itibariyle erişkin yoğun bakım doluluk oranı yüzde 71,7, yatak doluluk oranı ise yüzde 55,7 olarak gerçekleşti.
Türk Yoğun Bakım Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, Sağlık Bakanlığı tarafından yüzde 70-75 arasında açıklanan yoğun bakım doluluğunun aslında kamu hastaneleri yoğun bakım servislerinde yüzde yüz doluluk anlamına geldiğini ve yoğun bakımlar için “alarm” dönemi yaşandığını söylüyor.
Türk Tabipleri Birliği üyesi Dr. Halis Yerlikaya ise, “Açıklanan yoğun bakım verilerine özel hastaneler ve çocuk hastanelerinin de yoğun bakımları dahil ediliyor. Halbuki salt kamu hastanelerinin yoğun bakım doluluk oranı açıklanmalıdır” diyor.
Yerlikaya ayrıca, özel hastanelerin binlerce liralık yoğun bakım servis ücretinin yoksul vatandaşlarca karşılanabilmesinin çok zor olduğunu vurguluyor.
İstanbul’daki özel hastanelerde yoğun bakımda geçirilen bir gecenin maliyeti 30 bin TL’yi aşabiliyor.
Cinel ise şu anda Türkiye’de Covid-19 olmayan ancak yoğun bakım gereksinimi olan hastalar için bile çok riskli bir durum yaşandığını belirterek, yoğun bakım bekleme süresinin uzamasının ölümcül olabileceğini söylüyor.
https://www.youtube.com/watch?v=3h4pkUO3Gmk&feature=youtu.be
‘İstanbul’da hekimler, hastalar arasında seçim yapmak zorunda kalıyor’
İstanbul Tabip Odası dün yaptığı basın açıklamasında, kentte pandemi sonrasında üç büyük hastane açılmasına rağmen kentte yoğun bakım yatağı beklerken hayatını kaybeden hastalar olduğu kaydediliyor.
Dr. Murat Ekmez, İstanbul’da kamu hastanelerinde günde ortalama 40 hastanın yatak bekler durumda olduğunu söylüyor:
“İstanbul’da insanlar acil müşahede odalarında yatak beklerken yaşamlarını yitiriyorlar. Yoğun bakım demiyorum, servis yatağı beklerken insanların yaşamlarını yitirdiği bir kent İstanbul artık. Durumun Marmara bölgesinde de çok vahim olduğu ortada.”
İTO Başkanı Prof. Dr. Rukiye Eker Ömeroğlu da “Bugün Türkiye’de binlerce Covid-19 hastası hastaneye yatması gerektiği halde yatak bulamamakta, bir yoğun bakım yatağının boşalması ve böylece sıranın kendisine gelmesini beklemektedir” diyor.
İstanbul’un ‘salgının başkenti’ konumunda olduğunu belirten Ömeroğlu, kentte çok ciddi bir biçimde yaşanan yoğun bakım sorunu karşısında kamu hastanelerinin ihtiyaca cevap veremez halde olduğunu, özel hastanelerin ise para vermeyen vatandaşların yoğun bakımlara kabul edilmediğini söylüyor.
İstanbul’da birçok hastanede hastaların acil servislerde yatış sırası beklerken hayatını kaybettiğini söyleyen Ömeroğlu, hekimlerin ise hastalar arasında seçim yapmak zorunda kaldığını söylüyor.
Covid-19 pozitif bir kanser hastası, dört gün yoğun bakım bekledi
BBC Türkçe’ye konuşan ve Manisa’da yaşayan Tuğba Kenar, Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi’nde kanser tedavisi gören 25 yaşındaki abisinin hastanede Covid-19 kaptığını ve dört gün boyunca yoğun bakım yatağı bulunamadığını anlatıyor.
Kenar’ın anlatımına göre, abisi geçen sene Ekim ayından bu yana hastanenin hematoloji servisinde yatarak kanser tedavisi görüyordu.
Geçen hafta servisteki diğer hastalar Covid-19 pozitif olduktan sonra henüz semptom göstermeyen abisine de test yapıldı ve sonuç pozitif çıktı:
“Celal Bayar Hastanesi şu anda tamamen Covid-19 hastalarıyla dolu. Abim de birden nefes alamamaya başlamış, durumu çok kötüleşmiş. Su bile içemediği için damardan besleniyor, doktorlar sürekli vitamin veriyor. Annem geçen Ekim’den bu yana abimin yanında refakatçi olarak kalıyor ama annem negatif çıktı.”
Kenar, hastanede koronavirüs kapan abisine yoğun bakım bulunamaması hakkında sosyal medyada yaptığı paylaşımların ardından kendisini Pazar akşamı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın aradığını anlatıyor:
“Doğrudan Sağlık Bakanı aradı, civar hastanelerde yoğun bakım bulunur bulunmaz abimi nakledeceklerini söyledi. Kanser tedavisi gördüğü için hem hematoloji bölümü bulunan hem de Covid-19 yoğun bakımı olan bir hastane olması lazımmış. Şu an zaten Manisa’da hiçbir hastanede yer yok. Normalde Manisa’daki Merkez Efendi Hastanesi’ne göndereceklerdi ama olmadı, her yer dolu. Çok ilgilendiler ama hastanelerin hepsi dolu olunca bakanın da yapabileceği bir şey yoktu.”
Kenar, Bakan ile yapılan görüşmeden sonra da 112 üzerinden yoğun bakım arama sürecinin devam ettiğini ve civar hastanelerde yer boşaldığı an ilk abisinin sevk edileceğini söylediklerini aktarıyor.
Buna rağmen Kenar, abisinin dört günlük bekleyişin ardından Salı günü Celal Bayar Hastanesi yoğun bakımına kaldırılabildiğini söylüyor.
“Abim zaten kanserle uğraşıyordu, tedavi süreci bizi çok yormuştu. Bir de üzerine koronavirüs olunca iyice korku içerisindeyiz. Biz kurtulduk ama böyle yoğun bakımı bekleyen çok var, Allah onların yardımcısı olsun.”
“Bursa ve civar kentlerin hepsinde yoğun bakımlar dolu”
Yalova’da yaşayan ve kamu çalışanı olduğu için haberde isminin yer almasını istemeyen bir hemşire, Bursa’da Covid-19 nedeniyle yoğun bakıma ihtiyaç duyan 65 üstü bir yakınının, dört günlük bekleyişin ardından dün itibariyle yoğun bakıma geçebildiğini anlatıyor.
Hemşire, yakını için Bursa ve civar kentlerde boş yer aradığını ancak bulamadığını şöyle anlatıyor:
“Yakınımın tedavi gördüğü Gürsu Devlet Hastanesi ameliyathanesinin bir kısmı sadece Covid-19 yoğun bakımına çevrilmesine rağmen yer kalmadı. Bursa’da özel hastaneler dahil tüm hastaneler tamamen dolu. O yüzden çevre illerde aramaya başladım.”
“Sağlık personeli olduğum için tanımadığım meslektaşlar da yardımcı olmaya çalıştı ama yer bulamadık, Kocaeli ve Yalova da tamamen dolu. Nereyi arasam, bizimki gibi bekleyen birçok kişi olduğunu ve herkesin yer aramakta olduğunu öğrendim. Doktorlar en fazla bir saat ambulansla yolculuk yapabilir dediği için yakın çevrede yer aradık. Bu halde uzun yol gidemezdi.”
Hemşire, virüsün hastanın ciğerlerini yüzde 90 oranında sarmış durumdayken, Gürsu Devlet Hastanesi yoğun bakımında yer açılmasıyla yoğun bakıma alınabildiğini anlatıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=9RChoxPTbFQ&feature=youtu.be
‘Hemşireyim, anneme yoğun bakımda yer bulamadım’
Diyarbakır’da bir kamu hastanesinde çalıştığı için haberde isminin kullanılmasını istemeyen bir başka hemşire de benzer bir durumun yaşandığını anlatıyor.
Hemşire, Van’da yoğun bakım ihtiyacı olan bir akrabasının yaklaşık üç gün sıra beklemek zorunda kaldığını söylüyor:
”Van Bölge Hastanesi’nde yatan bir yakınımız, durumu kötüleşmeye başlayınca yoğun bakım dolu diye yaklaşık üç gün sıra beklemek zorunda kaldı. Ben sağlıkçı olduğum için hastaneleri tek tek arayıp başhekimler, sendikalar, tabip odaları, hastane koordinatörleri ile görüştüm ve ancak üç gün sonra bir yatak boşalınca hastamızı yatırdılar. Ancak herkes bu kadar şanslı değil ve herkesin tanıdık bir sağlıkçı akrabası ya da arkadaşı yok.”
Hemşire, bir süre önce Diyarbakır’da Covid-19 olan annesine de şehirdeki hastanelerde yoğun bakımlarda yer olmadığı için normal serviste yoğun bakım tedavisi uygulandığını söylüyor:
”Düşünün ki hemşireyim ve anneme yoğun bakımda yer bulamadım. Bu o kadar kötü bir duygu ki, sevdikleriniz için, bir başkasının çok sevdiği ama iyileşemeyecek durumdaki hastalarının bir an önce ölmesini ve yatakların boşalmasını beklerken buluyorsunuz kendinizi.”
‘Yoğun bakıma sevk edilmeyi beklerken hayatını kaybetti’
Haberde isminin yer almasını istemeyen ve Kütahya’nın Emet ilçesinde yaşayan bir genç ise 60 yaşındaki yakınını yoğun bakım bulamadıkları için kaybettiklerini anlatıyor:
“Hastaneye yattıktan beş gün geçmişti ki durumu kötüleşti. İlçedeki hastanede yoğun bakım yeri kalmadığı için Tavşanlı’ya sevk etmek istediler. Tavşanlı Devlet Hastanesi de maalesef yoğun bakım servislerinin dolu olduğunu söyledi. Yoğun bakım bulmayı beklerken, 21 Kasım sabahında yakınımızı kaybettik.”
Genç, “Ben zaten açıklanan vaka sayılarının yalan olduğunu düşünüyordum, bir de bu yaşanınca parçalar birleşmiş oldu. İnsanlar göz göre göre ölüyor” diyor.
Yoğun bakımda yer bulmakta zorlananlar sadece Covid-19 tedavisi görenler değil.
Ankara’da bir ay önce babasını kaybeden Melis Yıldız, kanser tedavisi gören babasının acil gelişen yoğun bakım ihtiyacı için kırmızı kod (acil) ile aranmasına rağmen 16 saat boyunca uygun yoğun bakım bulunamadığını anlatıyor.
“Annem ve ben pozitif olduğumuz için babam başka bir evde yaşamaya başlamıştı, kendisi negatifti ve bizimle temaslı değildi. Son evre kanser hastası olduğu için bir gün rahatsızlanarak Gölbaşı Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Babam için 112’de kırmızı acil kod ile yer aranmasına rağmen yoğun bakımlarda yer olmadığı için 16 saat boyunca acilde bekledi.”
“Kanser tedavisi gördüğü özel hastane, yoğun olduklarını gerekçe göstererek babamı kabul etmedi. Acilden yapılan nakilden para alamayacaklarını düşündüklerini sanıyorum. Bu sırada babam bizden ötürü Covid-19 şüphelisi kabul ediliyordu. Pandemi hastanesine dönüşmeyen özel hastanelerin yoğun bakımları kabul edemedi. Yoğun bakıma alındıktan dört gün sonra kaybettik.”
“Bir onkoloji hastasına Türkiye’nin başkentinde kırmızı kod ile yoğun bakım aranır da nasıl 16 saat boyunca yer bulunamaz? Belki hemen bir yoğun bakım servisine yatış yapılsaydı toparlayabilirdi. Tedavisi geciktikçe, beyni oksijen alamadıkça ödem arttı.”
Şanlıurfa’da yoğun bakım kapasitesi artırıldı
Şanlıurfa Tabip Odası Başkanı Osman Yüksekyayla, il ve ilçelerin toplamında, 250 yoğun bakım yatağının olduğunu, bunun yüzde yüze yakın dolu olduğunu söyledi.
Yüksekyayla, “Bu hafta içinde 23 ek yataklı bir servis daha açılacak. Geçen hafta çok ciddi bir sıkıntı vardı ama bu hafta biraz daha iyi” diye konuştu.
Yüksekyayla açılan ek yoğun bakım servisleriyle beraber sağlık personeli ihtiyacının çok arttığına da dikkati çekti.
“Bir yoğun bakım servisinde iki hastaya bir hemşire ve her servise bir doktor olmalı. Personel sayısı artırılmadıkça, bu durum mevcut sağlık çalışanına yükünü çok ağırlaştıran bir hal almaya başlıyor” dedi.
Şanlıurfa Tabip Odası Başkanı, Covid-19 dışı hastaların yoğun bakım ihtiyaçlarında da ciddi sıkıntıların yaşandığını vurguladı.
Türkiye’nin çeşitli kentlerinde tabip odaları uyarıyor
Ağrı, Hakkâri, Bitlis gibi çevre illerden hastalar için merkez olma özelliği gösteren Van ilinde de yoğun bakım servisinde yatan hasta oranı oldukça yüksek.
BBC Türkçe’ye konuşan Van-Hakkâri Tabip Odası Başkanı Hüseyin Yaviç, yoğun bakım doluluk oranının yüzde 70-75 olduğunu söylüyor:
“Sahadan aldığımız bilgiler bu oranın daha yüksek olduğu yönünde. Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi burada da bir hasta iyileşip servise alındığında ya da vefat ettiğinde yerine sıra bekleyen bir başka hasta alınabiliyor.”
Yaviç, tüm kamu hastanelerinin Covid-19 hastalarına ayrılması nedeniyle, kanser, tansiyon, diyabet gibi kronik hastalıkların tedavisinde ciddi aksamaların olduğuna dikkati çekiyor.
Trabzon Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Süleyman Türedi, 30 Kasım’da yaptığı paylaşımda hastalara yoğun bakım yeri bulmak için uğraştıklarını, servislerin ve yoğun bakımların dolu olduğunu söyledi.
Yorumlar kapalı.