CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel, madde bağımlılığı sorununun iktidarın göstermek istediğinin aksine her geçen yıl derinleştiğini, ekonomik kriz ve artan yoksulluk ile birlikte daha da yaygınlaştığını belirterek, iktidarın sadece güvenlik boyutuyla konuyu ele almasının yetersiz olduğunu söyledi. Açıkel, “Devletin yokluğu, madde bağımlılığı sorununu daha da yıkıcı hale getiriyor” dedi.
Açıkel, madde bağımlılığı ile mücadelede güçlü sosyal devletin ve aile destekleri sigortası gibi sosyal destek programlarının önemine dikkat çekti ve çözüme yönelik kapsamlı önerilerini paylaştı.
“BAĞIMLILARIN YÜZDE 80’DEN FAZLASI 20-35 YAŞ”
Açıkel, madde bağımlılığı sorununun, binlerce gencin yaşamına mal olduğunu, onları hayattan kopardığını, aileleri depresyona ittiğini ve toplumda onarılmaz yaralar açtığını söyledi. Açıkel, özellikle son 10 yılda madde kullanımı kaynaklı ölüm vakalarında ciddi bir artış görüldüğüne ve 2013-2019 yılları arasında 4 binden fazla vatandaşımızın bu nedenle yaşamını kaybettiğine dikkat çekti. Sorunun özellikle gençleri tehdit ettiğini ve Türkiye’nin, Avrupa Birliği ülkelerine kıyasla madde kullanımı bağlantılı 30 yaş altı ölümlerin en yüksek olduğu ülke haline geldiğini vurgulayan Açıkel, madde kullanımında yaşamını yitiren her 10 yurttaştan 9’unun 35 yaş altında olduğunu söyledi. Açıkel, “Yapılan çalışmalar 12-17 yaş arası gençlerin büyük risk altında olduğunu göstermekte, bağımlıların ise yüzde 80’den fazlasının 20-35 yaş aralığında olduğunu göstermektedir” dedi.
“TÜRKİYE ADETA MADDE KULLANIMI SERBEST BÖLGESİNE DÖNÜŞÜYOR”
CHP’li Açıkel, Türkiye’de madde bağımlılığı sorununun sebeplerinden birisinin coğrafi konumu nedeniyle uyuşturucu trafiğinden doğrudan etkilenmesi olduğunu söyleyerek, Türkiye’nin hala madde kaçakçılığı ve ticareti açısından adeta bir serbest bölgeye dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Açıkel, uluslararası ve ulusal uyuşturucu tacirlerinin yasal mevzuatlardaki boşluklardan yararlanmasının kesin şekilde engellenmesi gerektiğini, aksi takdirde Türkiye’de uyuşturucu kaynaklı suçlardaki artışın önlenemeyeceğini söyledi. Açıkel, 2007’de 10 bin 627 olan uyuşturucu kaynaklı suç sayısının, 2018 yılında 144 bin 819’a yükselmesinin, bugüne kadar alınan tedbirlerin yeterli olmadığını göstermesi bakımından önemli olduğunu vurguladı.
“TEDBİRLER YETERSİZ”
Bir milyon 700 bin civarında olduğu tahmin edilen madde bağımlılığının önlenmesi için sosyal devlet boyutunun neredeyse tamamen eksik bırakıldığını söyleyen CHP’li Açıkel, Sağlık Bakanlığı yanı sıra, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın üzerine düşen sorumluluğu yerine yeterince getirmediğini ifade etti. Açıkel, “Oysa sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak ‘madde bağımlılığını önlemek için aile destek politikalarının en üst düzeye çıkarılması ve tüm kurumsal altyapının oluşturulması gerekirdi” dedi. CHP’li Açıkel, şu verileri paylaştı:
“Bağımlılık için ilk danışma noktası olarak kurulan Yeşilay Danışma Merkezleri, Türkiye’de yalnızca 38 ilde bulunuyor. Buna ek olarak, 2019 itibariyle Türkiye’de yalnızca 30 ilde, 53 yataklı tedavi merkezi bulunan ve AMATEM olarak adlandırılan kurumların toplam yatak kapasitesi ise bin 192 gibi oldukça yetersiz bir sayıda kalıyor. 2019 yılında bu merkezlere yapılan başvurunun 17 bin gibi yüksek bir rakam olması, kapasitenin yetersizliğini ve 2 milyona yakın bağımlı olmasına rağmen planlama ve yatırımdaki eksikliği gösteriyor. Ayakta tedavi yapılan AMATEM’lere 2019 yılında 270 bin gibi yüksek bir başvurunun gelmesine rağmen bu merkezlerin sayısının 71’de kalması da tedavi merkezlerinde yoğunluk yaratıyor ve tedavi süreçlerinin etkin şekilde yürütülmesini engelliyor. Ayrıca, 12-17 yaş arasındaki gençlerimiz madde bağımlılığı riski altında bulunmasına rağmen, çocuklar ve gençler için tedavi merkezlerinin kısıtlılığı da büyük bir eksiklik olmayı sürdürüyor. 7 merkezde toplam 100 yatak kapasiteli çocuk ve ergenler için ÇEMATEM bulunması da eksikliğe işaret ediyor.”
“ÇÖZÜM: GÜÇLÜ SOSYAL DEVLET”
Açıkel, “Çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimden kopuşu, işsizlik, yoksulluk ve psikolojik dışlanma gibi olumsuz faktörlerle karşı karşıya kalmaları, sorunun bireysel olmaktan çok toplumsal olduğuna işaret etmektedir” dedi. Açıkel, bu sorunun ancak güçlü sosyal devlet ilkesi çerçevesinde üretilecek çözümlerle mümkün olacağını vurguladı. Açıkel, “Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği ve yurttaşlarımızın yoksulluk ve yoksunlukla mücadelesinde sürekliliğini hedefleyen Aile Destekleri Sigortası, her ailenin özel sorunlarına ve ihtiyaçlarına yanıt vermek üzere tasarlanmış bir programdır. Yoksulluğu ortadan kaldırarak, yoksul ailelerin gençlerinin madde bağımlılığıyla da mücadelesinde önleyici ve sürekli bir kurumsal mekanizmadır” dedi.
Yorumlar kapalı.