1. Haberler
  2. Çevre
  3. Çevre haberciliğinde kırmızı alarm: Son 5 yılda 10 gazeteci öldürüldü, 50’den fazla hak ihlali kaydedildi

Çevre haberciliğinde kırmızı alarm: Son 5 yılda 10 gazeteci öldürüldü, 50’den fazla hak ihlali kaydedildi

Çevre sorunları uzmanı Schwartzstein, “Kanıtlamak zor ama (gazeteciler üzerindeki) bu baskı, çevresel bozulmadaki artışa kesinlikle katkı sağlıyor” diye konuştu

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünya Limit Aşımı Günü’ne dikkat çekmek isteyen Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), çevre haberleri yapan gazetecilerle ilgili endişe verici istatistikler yayımladı.

Bu yıl 22 Ağustos’a denk gelen Limit Aşımı Günü, insanlığın doğa üzerindeki yıllık talebinin, dünyanın bir yılda sağlayabileceği kapasiteyi aştığı gün olarak tanımlanıyor.

RSF’ye göre son 5 yılda basın özgürlüğü alanında çevre haberciliğiyle ilişkili 50’den fazla ihlal kaydedilirken, en az 10 gazeteci de öldürüldü.

Hak ihlalleri ve muhabirlerin karşılaştığı tehlikeler, Filipinler’de çalışan ABD’li gazeteci Brandon Lee’nin, 2019’da bir cinayet girişiminden kurtulmasıyla gündeme gelmişti.

Takımadaların kuzeyindeki çevre sorunlarını yazdığı için “sosyal medyada sürekli tehdit ve tacize maruz kaldığını” söyleyen ve “hükümetlerin örtbas etmek istediği adaletsizlikleri kınayan” Lee, pusuya düşürülüp silahla yaralanmıştı.

Öte yandan Lee’ye yönelik cinayet girşimi, RSF’nin  Aralık 2015’ten bu yana kaydettiği, çevre haberlerine ilişkin 53 ihlalden yalnızca biri.

Kayıtlara göre ormansızlaşmadan, yasadışı madencilikten, arazi gaspları, endüstriyel faaliyetler ve inşaat projelerinden kaynaklanan çevresel etkileri araştırdığı için her yıl ortalama iki gazeteci öldürülüyor.

Son 10 yılda çevresel konuları haberleştiren 20 gazeteci öldürüldü. Bu kişilerden 10’u ise son 5 yıl içinde hayatını kaybetti.

10 kişiden 4’ü Hindistan’da öldürüldü

Son 5 yılda ölen 9 gazetecinin cinayeti şüpheye yer bırakmayacak nitelikteydi. Bu gazetecilerden ikisi Kolombiya’da, biri Meksika’da, biri Filipinler’de, biri Myanmar’da ve 4’ü ise Hindistan’da cinayete kurban gitti.

Hindistan’da öldürülen gazeteciler arasında ülkenin kuzeyindeki Uttar Pradesh eyaletinde günlük yayımlanan Kampu Mail gazetesi muhabiri Shubham Mani Tripathi de yer alıyordu. Tripathi, Haziran 2020’de silahla 6 kez vuruldu ve mermilerin üçü başına isabet etti.

Gazeteci ölümünden kısa süre önce paylaştığı Facebook gönderisinde, yasadışı kum madenciliğiyle ilgili arazi gasplarını takip ettiği için “kum mafyası” tarafından öldürülmekten korktuğunu söylemişti.

Ölümü şüphe götürmeyen 9 kişinin yanı sıra, Muhammad Yusuf isimli gazeteci Borneo’nun Endonezya kesimindeki bir hapishanede şüpheli şekilde öldü. Yusuf, arazi gasplarını yazarken, bir palmiye yağı şirketini karaladığı gerekçesiyle hapse atılmıştı. Eşi gazetecinin boynunun arkasındaki morluk nedeniyle doğal yollardan ölmediğine inanıyor.

Asya ve Amerika: Tehlikeli bölgeler

Çevre gazetecilerine yönelik tacizler, dünyanın tüm kıtalarında meydana gelse de kaydedilen vakaların yüzde 66’sı Asya ve Amerika’da yaşandı.

Asyadaki tacizlerin özellikle Hindistan’da meydana geldiği görüldü. Ülkede 4 gazeteci öldürülürken, 4 kişi fiziksel saldırıya uğradı ve 4 kişi de tehdit edildi. Bu vakaların neredeyse tamamı ülkenin “kum mafyasıyla” bağlantılıydı.

Hintli gazeteci Sandhya Ravishankar, “Kum, sudan sonra en değerli doğal kaynak olarak görülüyor ve miktarı sınırlı olduğu için büyük talep görüyor” diye konuştu.

Gazeteciler böylesine değerli bir kaynağı haberleştirdiğinde ve yetkililere kum madenciliğini durdurmaları için baskı yaptığında, hammadde için kuma bağlı olan birçok güçlü endüstri ve sanayici için tehlike çanları çalar.

Gazetecileri susturmanın “yasal” yolu

Bunları yanı sıra gazetecileri susturmak için her zaman şiddet içeren yöntemlere başvurulmadı. Birçok gazeteci yıkıcı uygulamaları haberleştirdiği için endüstriyel şirketler tarafından dava edildi ve cezai kovuşturmaya maruz kaldı.

Bunlar arasında Tayland’da 2017’de bir makale yazdıktan sonra ceza kanunu ve Bilgisayar Suçları Yasası kapsamında yargılanan Pratch Rujivanarom da yer aldı.

Fransa’da yaşayan ve Bretonya bölgesindeki yoğun tarımın etkilerini araştıran serbest gazeteci Inès Léraud hakkında son iki yılda iki dava açılırken, Aral Denizi’ndeki çevre felaketinin etkilerini yazan Solidzhon Abdurakhmanov ise Özbekistan’da 9 yılını parmaklıklar ardında geçirdi. Gazeteci 2017’de serbest kaldı.

RSF ayrıca, çevre muhabirlerinin en sık yaşadığı basın özgürlüğü ihlalinin gözaltılar olduğunu aktardı. Örneğin, Novaya Gazeta muhabiri Elena Kostyuchenko ve fotoğrafçı Yuri Kozyrev, Haziran 2020’de Sibirya’daki depolama tanklarında meydana gelen petrol sızıntısını haberleştirirken “karantina ihlalleri” nedeniyle defalarca gözaltına alındı.

“Çevre gazeteciliği artık daha tehlikeli”

Çevresel yıkımı haberleştiren gazeteciler, bazen de en bariz baskı ve tehdit biçimlerine maruz kaldı. Örneğin Çin’de yaşayan Caixin Weekly muhabiri Zhou Chen, Kasım 2018’de ciddi bir endüstriyel kirliliğe maruz kalan Fujian eyaletinde bizzat yetkililer ve polis tarafından açıkça takip, tehdit ve taciz edildi.

Çevre sorunları uzmanı Peter Schwartzstein, muhabirler üzerindeki baskıyla ilgili şunları söyledi:

Çevre gazeteciliği geçmişe göre çok daha tehlikeli hale geldi. Ve bence bu, çevresel konularda artan farkındalıkla yakından bağlantılı.

Aynı zamanda “Çevre Gazeteciliğine Karşı Otoriter Savaş” başlıklı raporun yazarı Schwartzstein, sözlerini şöyle sürdürdü:

Kanıtlamak zor ama bu baskı, çevresel bozulmadaki artışa kesinlikle katkı sağlıyor. Çevresel felaketlerin basında daha az yer bulmasıyla birlikte büyük sorunlar iltihaplanması ve daha da kötüleşmesi için boşluğa bırakılıyor.

Çevre haberciliğinde kırmızı alarm: Son 5 yılda 10 gazeteci öldürüldü, 50’den fazla hak ihlali kaydedildi
Yorum Yap

Yorumlar kapalı.