İlk kazı izninin 29 Haziran 1871 yılında verildiğini vurgulayan Gölcük, “Bu 150 yıl oldukça tartışmalı bir zaman dilimi. O zamandan günümüze kadar çıkan eserler, kazıcılar ve eserlerin kaçırılması tartışmalı. Bu konuda oldukça sorunlar var. Tabii ki bir yandan sadece kazının 150’nci yılı değil, Maarif Nazırı Saffet Paşa burada kazılar başlamadan 10 gün önce bu araziyi yani Hisarlık Tepe’yi kamulaştırmıştı. Aynı zamanda bu sadece toprak mülkiyeti hakkında değil, Troya’nın kamulaştırılmasının 150’nci yılı. Troya fikrinin ve felsefesinin o mülkiyete sahip çıkışın da belki de 150’nci yılı.” dedi.
Troya Kazıları’nı çoğunlukla Heinrich Schliemann’ın günlükleri üzerinden, onun öznel anlatımıyla aktarıldığını ifade eden Rıdvan Gölcük, şöyle devam etti:
“Fakat bu kez dedik ki, sadece Schliemann’ın günlüklerinden okuyabileceğimiz bir şey değil. Acaba bizim devlet arşivlerinde Troya meselesi nasıl yer aldı? Mesela, bu sergi itibariyle göreceğiz ki Troya kazıları başlamadan bizim bir yasamız vardı. Asar-ı Atika Nizamnamesi 1869 yılında çıkmıştı ve bunu da Maarif Nazırı Saffet Paşa çıkartmıştı. Ardından Schliemann, kazılar için başvuru yaptığında köylüden 40 dönümlük bir arazi satın almak istedi. Çünkü, arazi onun olduğunda içinden çıkacak her eser onun olacaktı. Maarif Nazırı Saffet Paşa bu tehlikeyi görmüştü ve Schliemann’a kazı izni vermeden neredeyse 10 gün önce Hisarlı Tepe’yi yani Troya arazisini kamulaştırdı ve çıkan eserlerin Schliemann’ın olmasının önüne geçti. Verilen kazı izninde eserlerin yurt dışına çıkarılmasının yasak olduğu hükmü yer alıyordu ve buna rağmen 1873 yılında Schliemann bu eserleri kaçırdı. Peki bu nasıl oldu? Bir padişah fermanı mı yoksa buradaki bürokratlar mı yardım etti? Belgeler bize ne söylüyor, hayır.”
Schliemann’ın Troia Hazinelerini hileyle yurt dışına çıkarttığını anlatan Gölcük, “Bizim devlet arşivlerimiz Schliemann’dan bahsederken diyor ki, ‘Eserleri yurt dışına aşıran’. 1874 yılında Atina’da bir mahkeme açtık. Bu mahkeme eski eserlerin geri kazanılması konusunda açılan ilk mahkemedir. Bu sergiyle Osmanlı Devlet Arşivlerinde bu korumacılığın ne boyutta yapıldığını gösteren Troya eserlerini, Troya Kentine nasıl sahip çıkıldığını gösteren ve bugüne kadar pek bilinmeyen hususları ziyaretçilerimizle paylaşmak istedik. Olayın bir de bu yönüne dikkat çekmek, bir de arşivler üzerinden anlaşılmasını istedik. Troya Kazı Başkanlığı ile ortaklaşa yaptığımız bu sergi 1 Kasım’a kadar Troya Müzesi’nde yer alacak ve bugüne kadar hatalı bilinen birçok şeyi temelinden sarsacak.” diye konuştu.
Ardından sergiye katılanlar Osmanlı belgelerinde yer alan kayıtların aktarıldığı sergiyi gezdi.
Sergiye AK Parti Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Sedat Murat, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Troia Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan ile ÇOMÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Sönmez ve çok sayıda davetli katıldı.