Boğaziçili öğrencilerden açıklama

Boğaziçili öğrencilerden yapılan açıklamada gözaltılara ilişkin, "Sergiyle ilgili inanç üzerinden dile getirilen hassasiyetlerin farkındayız. Her sanat eseri eleştiriye açıktır. Ancak, sanat eserlerinin yargılanması gibi bir durum en basit haliyle ifade özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Direnişimizi bitirmek isteyen iktidar ve medyası konuyu bilinçli olarak saptırmaya çalışmaktadır" denildi.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Boğaziçi Direnişine Emek Veren ve Dayanışmayı Yüreğinde Hissedenler” imzasıyla Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tarafından bir açıklama yayınlandı.

Boğaziçi Üniversitesi’nde devam eden rektör protestoları kapsamında açılan sergide yer alan bir resim tartışmalara neden olmuş, sosyal medyada başlatılan kampanya ve bazı gazetelerin hedef göstermesiyle LGBTİ+ ve Boğaziçi öğrencileri hedef alınmıştı.

Dün akşam saatlerinde, 5 öğrenci gözaltına alınmış, 4’ü savcılık ifadeleri alınmak üzere adliyeye sevk edilmişti. Sevk edilen öğrencilerin 2’si tutuklandı, 2’si ise konutunu terketmeme adli kontrolü uygulanması talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine talepte bulunuldu.

Bugün öğrencilerden yapılan açıklamada, “Suçlamaların odağında olan sergi; hiçbir gruba, inanca, kimliğe yönelik bir saldırı niteliği ve amacı taşımamaktadır.Yine de bu serginin beraber mücadele ettiğimiz Müslüman arkadaşlarımızın değerlerini tahkir edici bir eylem olduğu iddiası söz konusudur. Sergiyle ilgili inanç üzerinden dile getirilen hassasiyetlerin  farkındayız. Her  sanat eseri eleştiriye  açıktır.  Ancak, sanat eserlerinin yargılanması gibi bir durum en basit haliyle ifade özgürlüğünün kısıtlanmasıdır” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamanın tamamı şu şekilde:

“Boğaziçi Üniversitesine anti-demokratik biçimde atanan rektöre karşı 4 Ocak tarihinden bu yana devam ettirdiğimiz protestolar, sürecin başından beri nefret söylemleriyle hedef gösterildi. Şimdi de 26 gündür sürdürdüğümüz protestoların bir parçası olan ve yaklaşık bir haftadır devam eden sergimize direnişimizi bitirmek amacıyla saldırılmaktadır.

Sergi, direnişini sanatla ifade etmek isteyen arkadaşlarımızın emeğiyle üç yüzden fazla eseri herhangi bir kısıtlama gözetmeden kampüsle buluşturdu. Sergiye yapılan saldırılar geçtiğimiz günlerde eserlerin çalınması ile başladı. Suçlamaların odağında olan sergi; hiçbir gruba, inanca, kimliğe yönelik bir saldırı niteliği ve amacı taşımamaktadır.

Yine de bu serginin beraber mücadele ettiğimiz Müslüman arkadaşlarımızın değerlerini tahkir edici bir eylem olduğu iddiası söz konusudur. Sergiyle ilgili inanç üzerinden dile getirilen hassasiyetlerin farkındayız. Her sanat eseri eleştiriye açıktır. Ancak, sanat eserlerinin yargılanması gibi bir durum en basit haliyle ifade özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Direnişimizi bitirmek isteyen iktidar ve medyası konuyu bilinçli olarak saptırmaya çalışmaktadır.

Bu sergiye emek veren arkadaşlarımızın haksız şekilde gözaltına alınmaları ve süreçte uygulanan şiddet asla kabul edilemez. Boğaziçi Üniversitesinde çok kültürlü, çok sesli, çok inançlı ve çok renkli yaşam pratiğini korumaya çalışarak devam ettirdiğimiz direnişimizi hedef gösteren ve ayrıştıran suçlamalar, beraberliğimizi bozmaya ve mücadelemizi kırmaya yöneliktir. Haklı direnişimizin amacının saptırılmasına ve kriminalize edilmesine bugüne kadar izin vermedik, bundan sonra da izin vermeyeceğiz.

Okulumuzdaki farklı toplulukların ve kimliklerin yapılan saldırılarla hedef gösterilmesi meşru kılınamaz. Sosyal medyada yer alan LGBTİ+fobik söylemlerin hiçbirini kabul etmiyoruz. Öğrencilerin başlattığı haklı direniş, yine öğrenci dayanışmasıyla büyümeye devam edecektir.

Arkadaşlarımız açıkça hedef gösterilirken Kayyum Melih Bulu’nun sosyal medyadaki nefret söylemlerine katılarak yaptığı paylaşımlar ve rektörlük tarafından açılan soruşturma gösteriyor ki kayyum atamaları üniversitelerin fikir hürriyetine vurulan en büyük kelepçedir.

Okulumuzdaki barışçıl eylemlere, düzenledikleri sergiyle destek veren sanatçı arkadaşlarımız yalnız değildir. Biz Boğaziçili öğrenciler olarak, hiçbir hukuki zemini olmayan bu gözaltıların son bulmasını talep ediyoruz.

1. Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır.

2. Polis, kampüsü ve çevresini bir an önce terk etmelidir.

3. Nefret söylemleri ve hedef göstermelerle öğrencileri ayrıştıran, kampüsü güvensizleştiren kayyum Melih Bulu derhal istifa etmelidir!

4. Rektörlük seçimleri, üniversitelerin tüm bileşenlerinin katılımıyla demokratik bir biçimde yapılmalıdır.

Boğaziçi Direnişine Emek Veren ve Dayanışmayı Yüreğinde Hissedenler”

Boğaziçili öğrencilerden açıklama

Yorumlar kapalı.