Beş yaşındaki Hira “Gençliğe Hitabe”yi ezbere okuyor

Iğdır’da, henüz okuma yazma bilmeyen beş yaşındaki Hira Kayasaroğlu, Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı ‘İstiklal Marşı’nın 10 kıtasının ardından, Atatürk’ün ‘Gençliğe Hitabe’sini de ezbere okumaya başladı.

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Iğdır’da, henüz okuma yazma bilmeyen beş yaşındaki Hira Kayasaroğlu, Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı ‘İstiklal Marşı’nın 10 kıtasının ardından, Atatürk’ün ‘Gençliğe Hitabe’sini de ezbere okumaya başladı.

Cep telefonunda oyun oynamak istediği zamanlarda anne ve babasının ‘İstiklal Marşı’nı, daha sonra ‘Gençliğe Hitabe’yi dinletmesi, zaman zaman da ebeveyn olarak kendilerinin de seslendirerek destek vermesiyle Hira, iki büyük eseri ezbere okumaya başladı. Hira, ayrıca Necmettin Halil Onan’ın “Dur Yolcu!” diyerek başlayan ünlü “Bir Yolcuya” adlı şiirini de ezbere okuyor.

Kızının herhangi bir eğitim almadığını pandemi nedeniyle zaman zaman anaokuluna gittiğini belirten anne Merve Kayasaroğlu, Hira’nın üç yaşındayken babasını okuduğu şiir ve türküleri ezberlediğini fark edince bu yönde desteklemeye başladıklarını anlattı ve şunları söyledi:

“Kızım, daha önce de ‘İstiklal Marşı’mızı, kabulünün 100. yıl anısına 10 kıtasını ezbere okumuştu. Bizi gururlandırmıştı. Biz de 19 Mayıs münasebetiyle tekrar aynı gururu yaşamak adına ‘Gençliğe Hitabe’mizi ezberlettirmeye karar verdik. Kendisi de bu konuda da başarılı oldu. Bu vesileyle buradan tüm gençliğimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı bayramlarını kutluyoruz.”

ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİ

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyet’ini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır.

Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.

Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!

Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Beş yaşındaki Hira “Gençliğe Hitabe”yi ezbere okuyor

Yorumlar kapalı.