Bilim insanlarının Delta mutantı nedeniyle en büyük endişe yaşadığını aktaran Sarıkaya, Biontech aşısının mucitlerinden Dr. Uğur Şahin’in de, mutantın dünyada yeni bir dalganın yaşanmasına neden olabileceğini açıkladığını yazdı.
Dünya Sağlı Örgütü’nün de, dün, Delta mutantının baskın virüs haline geleceği uyarısında bulunduğunu aktaran Sarıkaya, “Batıyı bu denli ürküten Delta mutant Türkiye için bir tehdit oluşturmuyor mu? Sorumun nedeni, Rusya’nın uçuşları serbest bırakması sonrası gelecek turistlerden Türkiye’de PCR başta olmak üzere herhangi bir şart koşup koşmaması” dedi.
Konuyla ilgili görüştüğü Bilim Kurulu üyesi, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Levent Akın’ın “Bildiğim kadarıyla herhangi bir zorunluluk şu ana kadar istenmedi” dediğini aktaran Sarıkaya, “Yani, gelecek olanlardan son 48 saat içinde alınmış ve negatif olduğunu gösteren PCR testi, iki doz aşı olma zorunluluğu veya havaalanına geldiğinde en azından hızlı PCR yaptırma şartı. Bunlardan herhangi birine yönelik durum söz konusu değil.
Peki, bunun bir önemi yok mu?” diye sordu.
Akın’ın Rusya’daki vaka sayısı artışının nedeninin Delta varyantı kanısında olduğunu aktaran Sarıkaya, ”En azından oteller veya seyahat acentaları PCR testini uygular, hem getirdikleri turistlerin de diğer ülkelerden gelenler ile birlikte sağlıklı bir tatil geçirmelerine olanak tanır.
Yoksa Şili gibi, Türkiye’de de 40 milyon aşıya rağmen yeni bir dalganın başlaması sadece turizmi değil, ülkenin normalleşmesine de darbe oluşturur” dedi.
Tam normalleşme ilkbaharda
Prof. Dr. Akın’ın ‘Delta mutantının aşıdan kaçabildiğini de’ söylediğini aktaran Sarıkaya, şöyle devam etti:
“Henüz 18 yaşın altındakilere aşı yapılmıyor; bu demektir ki 25 milyon kişinin aşısı olmayacak; 85 milyondan düşüldüğünde 60 milyon demektir.
Eğer toplam nüfusun %80’ine aşı yapıldığında kitle bağışıklığı sağlanacaksa, 25 milyon baştan aşı olmamış kabul edileceği için 50 milyon kişiye iki doz aşı yapılma zorunluluğu var demektir.
Buna bir de aşı olduktan sonra 7-8 ay geçenlere üçüncü doz hatırlatma aşısı eklendiğinde kitle bağışıklığı noktasına ulaşmak ilkbaharda söz konusu olabilir.
Bu tarihe kadar elden bırakılacak her tedbir, süreyi uzatmaktan başka işe yaramaz.
Bunun en açık örneğini 1 Mart’ta yaşadık, uzağa gitmeye gerek yok…”