Bilim insanlar ve çevrecilerin imzaladığı mektupta, balina ve yunusların soylarının “bıçak sırtında” olduğu belirtildi.
Denizlerdeki aşırı kirlilik ve sömürüye karşı önlem alınmaması nedeniyle, bu türlerin soyunun bizim yaşam süremiz içinde tükenebileceği uyarısı yapıldı.
Mektupta büyük balina türlerinin bile tehlike altında olduğu vurgulandı.
Mektuba önayak olan deniz bilimci Mark Simmonds “Bu, balinaların tehlike altında olduğunu fark etmemizle, herkesin eyleme geçeceği tarihi bir an olsun” diye konuştu.
1970’ler ve 80’lerde “Balinaları Koruyalım” sloganıyla süren eylemler, ticari balina avcılığının durdurulmasına yardımcı olmuştu.
Dünyanın birçok yerindeki yara almış balina popülasyonları, av yasağı sayesinde toparlanma şansı bulduysa da, günümüzde insan kaynaklı kirlilik, yaşam alanlarının kaybolması ve küresel iklim değişikliği gibi nedenlerle ciddi tehdit altındalar.
En büyük tehditlerden birini, okyanuslardaki balık ağı kalıntıları oluşturuyor. Yılda yaklaşık 300 bin balina ve yunusun, denizlerdeki ağlara takılarak öldüğü tahmin ediliyor.
Avustralya’da çok sayıda balina kıyıya vurdu.
Mektupta imzası bulunan bilim insanları, balina ve yunusların nesillerinin tükenmesinin önüne geçilebileceğini ancak bunun için derhal harekete geçilmesi gerektiğini belirtiyor.
Örneğin Kuzey Atlantik çubuklu balinasından sadece birkaç yüz adet, California Körfezi’ndeki bir yunus türünden ise sadece 10 kadar kaldığı aktarılıyor.
Mektupta İngiltere, ABD, Meksika, Güney Afrika ve Brezilya dahil 40 ülkeden bilim insanı ve çevrecinin imzası var.
Mektupta yaşayan balina ve yunus türlerinden 90’ının ciddi tehlike altında olduğu belirtiliyor.