Balıkesir Atatürk Şehir Hastanesinde gördüğü tedavinin ardından Altıeylül ilçesi Türkali Mahallesi’ndeki dedesinin evine gelen Özcan’ın burada kontrolleri sürüyor.
Evde Sağlık Hizmetleri ekiplerinin günlük olarak kontrollerini sürdürdüğü Özcan’ın koluna dikiş atıldığı, belinde da ağrılar bulunduğu öğrenildi.
“Ben biraz dalmıştım, birden çığlıklar geldi”
AA muhabirine olay anını ve sonrasını anlatan Özcan, Kocaeli’den Sarımsaklı’ya, arkadaşının yanına tatile gitmek için yola çıktığını söyledi.
Otobüsün Susurluk’ta mola verdikten sonra yola devam ettiğini belirten Özcan, şunları dile getirdi:
“Mola verdik, merdivenin oraya çıktığımda otobüsün arkasından dolaştım ve içeri girdim, kemerim takılıydı. Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum, karanlıktı çünkü, arkadaşım da beni konumdan takip ediyordu, otogarda bekliyorlardı. Ben biraz dalmıştım, birden çığlıklar geldi, virajı gördüm ama dümdüz gittik, hiç virajdan dönmedik. O an uyuyor gibi olduğum için tam anlayamadım. Ondan sonra takla atmaya başladık. Havada bayağı bir takla attık, karanlıktı da tam anlayamamıştım. Uyandığımda çıkmıştım, orayı tam hatırlayamıyorum. Çıktıktan sonra yürüdüm, arka tarafta yatıyorlardı kimseyi göremedim, kimsenin sesi çıkmıyordu. Ön tarafa doğru gittim, Sudenaz’dı galiba adı, o annesinin başındaydı, elinde telefon vardı. Şokta olduğum için elime gelen telefonun kilidini açıp 112’yi de arayamadım. Sudenaz’ın telefonundan 112 Acil Servis hattını aradım. Konumu bilmediğim için de çok yardımcı olamadım konum hakkında. Sudenaz oradan hemen konum attı.”
“Herkes şoktaydı”
Daha sonra çevredeki yaralılarla bir araya geldiklerini belirten Özcan, ilk yardım yapma konusunda konuştuklarını ancak herkes şokta olduğu için yapamadıklarını vurgulayarak, “Yanıma iki kız daha geldi, onlar kafalarından yaralanmıştı, bir de yabancı bir kadın vardı onun da yüzü çok yaralıydı. Belim ağrıdığı için yattım yere, otobüsün motoru çalışır durumdaydı hala, patlayabilir diye düşündüm ancak hareket edemedim. Çevre yolundan biri gelip motoru kapattı. Daha sonra bir ambulans geldi ve sürekli anons sesleri duydum.” diye konuştu.
Olaydan sonra yolcuların otobüsün dışına fırladığını aktaran Özcan, şunları söyledi:
“Bana boyunluk taktılar, kolumdaki kesik için kolumu sarmıştım üstümdekiyle. Zaten ölüler çok yayılmışlardı, muhtemelen takla anında kemer takmadıkları için otobüsten fırlamışlardı. Allah’tan kemer vardı ve kolay atlattık, bir kişi daha vardı kemer takan o da aynı durumdaydı. Ben iyiyim diye en son beni aldılar. İlk başta hiç ağrı hissetmeden yürüdüm, otobüsün altında kalanlar ve çok ağır yaralı olanlar vardı. Çok kötü bir olaydı. Otobüse de binsek arabaya da binsek ilk yapmanız gereken kemer takmak. Bir arabaya çarpsanız bile o kemer size öyle bir tutuyor ki, takla attığımız anda hatırlıyorum dönüyorduk. Döndüğümüz an kemer olmasaydı kafam tavana çarpabilir ve boynum kırılabilirdi. Bence çoğu kişide kemer olmadığı için çok uzağa fırlamışlardı, 32 kişinin içinden sadece 3 kişi ayaktaydı, onlar sağlamdı ve bir kişi daha kemer takmıştı sanırım. Anlık bir kaza çünkü. Kemer hayat kurtarıyor ben kalkıp yürüdüğümde herkes ölmüştü.”
Özcan, sağlık durumunun iyi olduğunu, kazadan sonra Balıkesir Valisi Hasan Şıldak’ın kendisini sık sık ziyaret ettiğini ve sağlık görevlileri ile diğer yetkililerin kendisiyle çokça ilgilendiğini belirterek, hepsine teşekkür etti.
“Üzülüyorum, bir yandan da Allah’a şükrediyorum”
Didem’in babası Özkan Özcan da bu talihsiz olayı yaşadıkları için üzüldüğünü, kendi kızları kurtulduğu için de şükrettiğini vurguladı.
Ölenlere Allah’tan rahmet dileyen baba Özcan, “O anki olayları gördükten sonra daha çok psikolojik olarak etkilendik hepimiz. Didem bu sene üniversite sınavlarına girdi, tercihlerini yaptı, sonra da ilk defa yalnız bir yere gidiyordu. Ben kendim de özellikle dikkat ederim, oturduğum zaman ilk önce kemerimi takarım. Didem’i de bu konuda bilinçlendirdiğimizi düşünüyorum. Her ne olursa olsun bu kazayı yaşamaktan dolayı da çok üzüntü duyuyoruz.” şeklinde konuştu.
Yorumlar kapalı.