Enfeksiyonlarla mücadelede çok önemli bir yeri olan bağışıklık sisteminin korunmasında yaşam şeklinin önemini vurgulayan uzmanlar, sihirli bir formül bulunmadığına dikkat çekiyor. Düzenli ve dengeli beslenme, düzenli uyku ve hareket etmenin bağışıklık sistemi üzerinde önemli etkileri olduğunu belirten uzmanlar, doğuştan gelen bağışıklık sistemini güçlendiren en önemli besinin anne sütü olduğunu vurguluyor.
Güçlü bağışıklığın temeli bebeklikte atılıyor
Doğuştan gelen bağışıklık sistemini geliştiren en önemli besinin anne sütü olduğunu vurgulayan Dr. Songül Özer, ilerleyen yıllarda düzenli bir yaşamın da bağışıklık sistemini güçlendirdiğini ifade etti. Dr. Songül Özer, şunları söyledi:
“Bir bebek ne kadar uzun süre anne sütü emerse doğuştan bağışıklık sistemi o kadar güçlü oluyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmenin ilk yolu bebeklikten başlıyor. Sahip olduğumuz hücreler takviye besin, vitamin ve ilaçlar kullanmasak da birçok yabancı cisme karşı bizi korumaya yeterlidir. Ancak bazı durumlarda çok fazla çay, kahve, kolalı içecekler tüketerek biz kendi bağışıklık sistemimizi zayıflatıyoruz.
Paketli gıdalar, hareketsiz yaşam bağışıklık sistemini zayıflatıyor
Fast food yiyerek, içerisinde ne olduğunu bilmediğimiz paketli gıdaları tüketerek, egzersiz yapmayarak, uykumuza dikkat etmeyerek, gece 3-4’te uyuyup öğlen uyanarak bütün biyolojik ritmi bozarak bağışıklığımızı azaltıyoruz. Biz dış etkenlerden bu kadar etkilenmezsek kendi bağışıklık sistemimiz kanser olmadığımız sürece aslında birçok mikroorganizmaya karşı tek başına savaşmaya yeter.”
Bağışıklık güçlendirici bir ilaç bulunmuyor
Kullanıldığında bağışıklık sistemini güçlendirecek bir ilaç veya şurubun olmadığını işaret eden Dr. Songül Özer, “Beslenmede ve uyku düzeninde yapılan yanlışlardan dönmek, bağışıklık sisteminin çalışmasını normale çevirecektir. Normal bir insanın biyolojik ritmi akşam 23:00-23:30’da uyumak, sabah 08:00’de kalkmaktır. Bu ritme uymak şart. 30 – 60 dakika düz yolda normal tempoda yürüyüş yapılmalı yani vücudun, kasların ve eklemlerin çalıştırılması gerekiyor. Kaynağını bildiğimiz gıdaları tüketmemiz lazım. Tabi bunları yaparken olayı obsesyona dönüştürmemeli. Her şeyi organik tüketmeye çalışan bir grup da var. Bu yaklaşım da yanlış çünkü o besinlerin ne kadar organik olduğunu bilmiyoruz. Her şeyden önemlisi dengeli beslenmek lazım. Yani yağdan, etten, sebzeden ve şekerden de her gıdadan belli miktarlarda tüketmeliyiz. İstanbul’da yaşayanlar için stres bağışıklık sistemini yerle bir eden bir etken” dedi.