Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, balın çeşitli sınıflara ayrılabildiğini, bitki florasına göre balları sınıflandırmanın önemli olduğunu söyledi.
Karadeniz yöresinde kestane, orman gülü ve ıhlamur balı bulunduğunu aktaran Kekeçoğlu, “Kestane ve ıhlamur balının dönemleri aynı. Bu balların hiçbir zararı yok, aksine çok faydalıdır. Ancak orman gülünden elde edilen balı kullanırken çok dikkatli olmak gerekiyor. Balın içerisinde grayanotoksin dediğimiz bir zehir var. Bu kimyasal içeriğin fazla veya az olmasına bağlı olarak balın etkileri çok farklı seyredebilir. ‘Bir kaşık tüketildiğinde bir şey olmuyor.’ diye yanlış bir söylem var çünkü o balın içerisinde ne kadar grayanotoksin olduğunu tadarak veya bakarak anlayamazsınız.” diye konuştu.
Bu miktarın laboratuvar ortamında belirlenebileceğini kaydeden Kekeçoğlu, şöyle devam etti:
“Grayanotoksin miktarı çok yüksekse tansiyon düşürücü etki gösteriyor hatta halüsinasyon görmeye başlıyor tüketen kişi. Dolayısıyla çok tehlikeli bir boyuta ulaşabiliyor tüketen kişilerde. Durum çok vahim bir şekilde seyredebiliyor. Orman gülü balını tüketirken çok dikkatli davranmak gerekiyor. Faydaları var ama ölüme kadar gidebilecek sonuçlar da doğurabilir. Ayıda bu kadar etki oluşturması mümkün mü değil mi diye sorgulanıyor ama oluşturabilir. Ayıda bile bu kadar etki oluşturuyorsa artık bir insanda çok tükettiğinde ne kadar etki oluşturabileceğini siz düşünün.”
Bu balın içerisindeki grayanotoksin miktarı belirlendikten sonra kontrollü olarak tüketilmesi halinde hipertansiyon ve astım hastalarına faydalı olabileceğini ifade eden Kekeçoğlu, “Diyelim kontrolsüz bir şekilde tüketildi ve kişi acil duruma geldi, hemen hastaneye başvurmaları lazım. Kendi kendilerine bir müdahaleden öte acil servise başvurmaları ve orada müdahale edilmesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Balın dozunu kaçırdığı için bitkin düşen ayının tedavisi sürüyor
Yığılca Orman İşletme Müdürlüğü ekiplerince bulunan ayının tedavisine, teslim edildiği Düzce Doğa Koruma ve Milli Parklar İl Müdürlüğünün koruma sahasında devam ediliyor.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürü Mevlüt Şanlı Şimşek, ayının tedavisine hızlı bir şekilde başladıklarını söyledi.
Ayının önceki gün kendilerine getirilme sürecinden bahseden Şimşek, “Bize ilk geldiğinde ayımız bitkin ve yürüyemez haldeydi. Ekiplerimiz veteriner hekime getirdiler ve burada tedavi sürecine başladık ayının. Sağlığı gayet iyi durumda. Ayımız sağlığına tamamen kavuştuğunda onu bulduğumuz doğal ortamına bırakmayı planlıyoruz.” diye konuştu.
Şimşek, Tarım ve Orman Bakanlığının ayıya isim koyma çalışmasının çok güzel karşılandığı dile getirerek, “Bakanlığımızın isim konusunda bir çalışması oldu. Halkımızı bu konuda daha duyarlı hale getirmek için yaptıklarını düşünüyoruz. Çok güzel öneriler ve yorumlar var. Bakanlığımız bizlere isim önerdiği zaman bizler de o isimle adlandırıp ayımızı doğal ortamına bırakmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Hemen şok tedavisine başladık”
Veteriner hekim Murat Ünlü de yaklaşık 6 aylık olan yavru dişi boz ayıyı muayene ettiklerinde, hayvanın kendisinde olmadığı ve şok geçirdiğini, acil müdahale edilmesi gerektiğini gördüklerini anlattı.
Ayının röntgeninin çekildiğini ve tahlillerin yapıldığını aktaran Ünlü, “Röntgeni temiz çıktı. Klinik olarak ayıda solunum yavaştı. Tepki vermiyordu. Sancılı bir inlemesi vardı. Hemen şok tedavisine başladık. Sıvı sağaltımı, serum destekleyici, dolaşımı hızlandıran ilaçlarla ayının kendisine gelmesini sağladık. Zehirlenmeye karşı ödemi vücuttan attırıcı ilaçlar yaptık.” açıklamasında bulundu.
Ünlü, tedavisi devam eden ayının durumunda düzelme olduğunu aktararak, “Ayı ilk geldiği güne bakarak daha iyi. Yürüyor. Verilen gıdaları tüketiyor. İnşallah ayıyı önümüzdeki günlerde sağlığına tamamen kavuştuğunda, alındığı ortama, annesinin yanına bırakacağız.” dedi.
Yörede orman gülü balının yaygın olarak bulunduğuna işaret eden Ünlü, “Ayımız sanırım daha yavru olduğu ve bilemediği için acı balı yemiş. Arılar da muhtemelen sokmuştur ayı yavrusunu. Hem acı balın vermiş olduğu toksikasyon hem de arıların vermiş olduğu bir zarar neticesinde yavrumuzda halüsinasyon ve şok geçirme gibi belirtiler ortaya çıktı.” değerlendirmesinde bulundu.
Yorumlar kapalı.