Akşener’den Erdoğan’a: Bir saniyecik cumhurbaşkanı ol kardeşim

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Sözde Cumhurbaşkanı" tartışmalarına Erdoğan'ı eleştirerek katıldı; "Bütün bunları başlatan bu sert kötü iğrenç dili başlatan Erdoğan bir türlü AK Parti Genel Başkanlığından sıyrılıp hepimizin Cumhurbaşkanı olmayı istemedi, Bu pis, çirkin, iğrenç dil dönüyor, dolaşıyor sahibini buluyor bumerang gibi. Dün AK Parti Genel Başkanlığı’nı da bıraktı. İki dakika pandemi konuştu, 20 dakika CHP’nin her bir kademesindeki insanına bağırdı. Bir saniye cumhurbaşkanı ol kardeşim."

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Akşener, İstanbul’da Avcılar ve Beylikdüzü’nde esnafı ziyaret etti. Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Akşener, geçmişte seçim bölgesi olan Avcılar’da defalarca dolaştığını ve pek çok insanı tanıdığını insanların alışveriş yaptığı canlı bir yer olduğunu belirterek, “Maalesef gördük ki alım gücünde düşme, kiraların yüksekliği, müşterinin daha az alışveriş yapması gibi esnafın çok derin sorunları var. 10 kişinin 8 kişinin çalıştığı iş yerlerinin 2 kişiye 5 kişiye düşmesine hep birlikte şahit olduk” dedi.

“BALIK BAŞTAN KOKARMIŞ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, dün iki dakika Covit-19 aşısı ile ilgili bilgi verdikten konuşmasının tamamını “Sözde Cumhurbaşkanı” ifadesini kullanan Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’ye ayırmasıyla ilgili bir soru üzerine Akşener şunları söyledi:

“Sözde Cumhurbaşkanı meselesi; balık baştan kokarmış. Anadolu’da bir söz vardır; ‘İstediğini söyleyen istemediğini duyarmış’ diye. Bütün bunları başlatan bu sert kötü iğrenç dili başlatan Sayın Erdoğan bir türlü AK Parti Genel Başkanlığından sıyrılıp hepimizin Cumhurbaşkanı olmayı istemedi, yapmadı ve böyle bir tavra girmedi. Şimdi herhalde bir 15- 20 gün bu kavga devam eder. Bir algoritma var: Türkiye’de önce ‘FETÖ’cü’ sonra ‘darbe’, sonra ‘hain’, şimdi de ‘sözde’ oldu. Etti dört algoritma. Dön baba dönerek bunları konuşmaya devam edeceğiz. İYİ Parti olarak bu gündemi reddediyoruz. Bu gündem basın emekçilerinin derdini anlatmıyor, bu gündem gezdiğimiz esnafın derdine bir çare getirmiyor. Bu pis, çirkin, iğrenç dil dönüyor, dolaşıyor sahibini buluyor bumerang gibi. Israrla bu tavrı bu dili bu davranışı reddetmeye devam edeceğiz ki sizleri konuşabilelim diye.  

“BİR SANİYECİK CUMHURBAŞKANI OL”

Bir Cumhurbaşkanı düşünün AK Parti Genel Başkanlığı’nı da dün bıraktı. Dün iki dakika pandemi, 20 dakika CHP’nin her bir kademesindeki insanına bağırdı. Böyle bir pozisyonda; bu ülke nasıl yönetilir? Pek çok sorunu olan bir ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı. Eyvallah tersini söyleyen yok. Seçilmiş Cumhurbaşkanı çıkıyor, bir saniyecik Cumhurbaşkanı ol kardeşim. Dün AK Parti Genel Başkanı gibi bile değildi. AK Parti’nin propagandadan sorumlu kişisi konumundaydı. O da doğru bir davranış değil. Biz bir öneride bulunduk kardeşim otobüse binip, minibüse binip, toplu taşıma araçlarıyla işine gidip çalışmak zorunda olan, evden çalışamayan insanları öne koyun. Yani sağlık çalışanlarını, güvenlik çalışanlarını önceleyin, kronik hastaları önceleyin ama bunun dışında daha genç fabrikada çalışan, burada iş yerinde çalışan onlar toplu taşıma araçlarıyla gidip geliyorlar. Bu insanlar genellikle dar gelirli bu insanları öncelikli aşılayın dedik dün iki dakikanın içinde bir kelime duymadım, yazık yani.”

https://www.youtube.com/watch?v=jP6fEQoC52M

“SAYIN MELİH BULU’NUN YERİNDE OLSAM AFFIMI İSTERDİM”

Akşener, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilerin protestolarının engellenmesini nasıl değerlendirdiği yönündeki soru üzerine de eşi ve yeğenin de bu üniversiteden mezun oldukları bilgisini vererek şunları söyledi:

“80 öncesinde eşim okudu. Orada insanların birbiriyle dövüşmediği, öğrencileri hocaların ayırmadığı bir düzen vardı. Yani, ‘Bu solcu’, ‘Bu ülkücü’ diye ayrılmadan öğrenciler de birbiriyle dövüşmezdi. Ben Edebiyat Fakültesi’nde okuyordum, şoka girerdim bu nasıl okul diye. 80 sonrasında yeğenim okudu tam başörtüsü kavgasının olduğu dönemdi. O zaman da başörtülü kızların yanında saf tuttu o öğrenciler, hocalar. Yani fikirlerinizi paylaşmasanız bile böyle bir bakış açısı olan bir okuldu. Şimdi Boğaziçi Üniversitesi’nin böyle bir geleneği var, bu geleneğin içinden yine iktidara yakın olabilir, ille de başka türlü yapamıyorlar madem, kardeşim orada hiç hoca yok mu? Orada bulunan, köklü Boğaziçili hocalardan bir kişiyi atayamaz mısınız? Bunların tamamı ‘Ben istersem olur’ tavrıdır.  Sayın Melih Bulu’nun yerinde olsam affımı isterdim. Bu kadar istenmiyorsun durumunda o öğrencileri nasıl yönetir, o hocaları nasıl yönetir, bu gerginliğe, bu çirkinliğe müsaade etmezdim eğer bir bilim insanıysanız. Bütün bunlar baştan aşağı yanlış.” 

Akşener’den Erdoğan’a: Bir saniyecik cumhurbaşkanı ol kardeşim

Yorumlar kapalı.