AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti MYK toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Ömer Çelik’in açıklamalarından öne çıkanlar:
“Türkiye 155 ülkeye yardım eden bir ülke haline geldi”
Öğrenilmesi gereken en büyük derslerden bir tanesi doğa bizim rakibimiz değil can yoldaşımızdır. Bu şekilde olduğunda bu virüslerle de virüsleri yaratan ortamla da mücadele etmek daha kolay olacak. Türkiye Dünya Sağlık Örgütü ve diğer ülkelerden çok daha önce bu virüsü karşılayabilecek kapasiteye olduğunu gösterdi. Türkiye 155 ülkeye yardım eden bir ülke haline geldi. Avrupa birbirlerinin maskelerine el koyarken, Türkiye yardımlarını dünyanın her yerine ulaştırıldı. Türkiye Cumhuriyetinin uçağı dünyanın çeşitli yerlerine inerken, zengin ülkelerin diğer ülkelere yardım getirdiğini duymadınız.
“Sağlık çalışanlarımız 2020 yılına damga vurdu”
Sağlık çalışanlarımız 2020 yılına damga vurdu. Sağlık çalışanlarımız vatanseverlik kavramına yepyeni boyutlar kazandırmıştır. Bütün görevlilerimiz vatandaşlarımızı yalnız bırakmayarak topyekün bir dayanışmanın nasıl olacağını dünyaya net bir şekilde gösterdi.
“Şehir hastaneleri en büyük stratejik gücümüz oldu”
Şehir hastanelerinin varlığı bizim salgınla mücadelede en büyük stratejik gücümüz olmuştur. Dünyanın pek çok yerinde herkesin içini yakan görüntülere sahne olurken biz şehir hastanelerimizle bu büyük krizi göğüsleyecek imkan ve kabiliyeti ortaya koyduk. AK Parti döneminde insan odaklı bir siyasetin bu zor günlerde milletin krizle baş etmesi kabiliyetini göstermiştir. Sağlık altyapımızın gücünün ortaya çıkması da gelecek için bizler açısından bir umuttur. Hiç kimseyi yalnız bırakmamaya çalıştık. Hükümet, devlet faaliyetleri aynı şekilde sürdü.
“Diyarbakır anneleri çok dirayetli bir nöbet ortaya koyuyor”
Diyarbakır anneleri çocuklarına kavuşmak için çok asil çok dirayetli bir nöbet ortaya koydular. Bazı siyasi partiler buna hiç sahip çıkmadı, görmezden geldi. Türkiye herhangi bir şekilde DEAŞ saldırısına uğradığı zaman AB’deki bazı binalara yansıtılıyordu ama bir PKK saldırısında aynı şey olmuyor. Diyarbakır anneleri hususunda da aynı anlayışı görüyoruz.
Terörle mücadele
Türkiye terörle mücadelede 2020’de terör örgütlerine göz açtırmadı. DEAŞ karşısında Türkiye başarıyı tek başına ve sahada gerçekleştirmiştir. Birileri PKK’ya destek için bahane ararken Türkiye terörle mücadele eden yegane terör örgütüdür. Türkiye, 2020 yılında güçlü bir terörle mücadelenin nasıl verileceğini göstermiştir. Müttefiklerimizden bazıları terör örgütlerine kamyonlarla dolu silahları vermeye devam etmiştir.
“Ayasofya Camii’nin milletimizle kavuşması gerçekleşmiştir”
Ayasofya Camii’nin milletimizle kavuşması gerçekleşmiştir. Cumhurbaşkanımıza burada şükranlarımızı sunuyoruz. Maalesef Ayasofya Camii’nin açılmasından rahatsızlık olanların gerekçelerini duyduk. Sonuç olarak milletimizin sevindiğini biliyoruz. Ayasofya 2020’nin ve bütün zamanların yıldızlı tacı olarak hafızalarımıza kazınmıştır. Milletimizin sevinciyle sevinmek büyük bir nimettir.
Bütün dünyada yatırımlar durmuşken Cumhurbaşkanımız büyük projelerle 70’den fazla açılış yapmıştır.
Karadeniz’de doğal gaz bulunması
Yerli ve milli imkanlarla doğal gaz arayışımız dış politikada oyun değiştirici bir tablo oluşturacak şeklilde bir netice ortaya koymuştur. Bu bütün düyanın dikkatini çekmiş bir haberdir. Gerçek enerjide dışa bağımlılığın azaltılmasına katkı sağlayacak bir stratejik denklemin ortaya çıkmasıdır. Bunu da engellemek isteyenler oldu. Çeşitli ambargo tehditleri oldu. Ama sadece milletimizin sesine kulak veren demokratik siyaset sayesinde bu aşamaya ulaşıldı.
Brexit nihayete erdi, İngiltere’nin ayrılması kesinleşti. Göç krizini Türkiye engellemeseydi AB’yi aşırı sağcı ırkçılar ele geçirecekti.
“Libyalı kardeşlerimizin iradesine sahip çıktık”
100 yıl aradan sonra Libya’da Libyalı kardeşlerimizin iradesine sahip çıkan bir siyasetin ortaya konulması Akdeniz’deki denklemi değiştirmiştir. Cumhurbaşkanımıza karşı kullanılan tehdit ifadeleri, Yunanistan’ın Türkiye’yi dışarı şikayet etme turlarına rağmen Libya’da güçlü bir hamle ortaya konmuştur. Toplu mezarlardan sorumlu olan darbeci Hafter güçlerinin arkasında Fransa olduğu görülmüştür. CHP’den bir siyasetçi çıktı Hafter’i destekler bir siyaset ortaya koydu. Türkiye hangi taraftan yanaysa onun karşısında olan tutumlarını sürdürdüler. Hafter oradaki Türkiye Cumhuriyeti unsurlarını tehdit ediyor. Türkiye’nin hak ve menfaatleri yerine başkalarını tercih eden bir siyaset izliyorlar.
Türkiye Suriye’de olmasaydı oradaki mazlumların kanına birbiriyle kavgalı güçler, terör örgütleriyle birlikte gireceklerdi.
“Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs davasına sahip çıktı”
Türkiye’nin Kıbrıs Türk davasına sahip çıkması açısından seçimlerden sonra Cumhurbaşkanımızın KKTC’ye yaptığı ziyaret tarihi bir ziyarettir. ABD’nin uyguladığı politika sakat bir tutumdu. Biz uyarılarımızı sıraladık neticede Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs davasına sahip çıktı.
“Bu açıkçası darbe çağrısıdır”
CHP başta olmak üzere bize muhalefet edenler 2020 yılını nasıl geçirdiler. Milletimizin canının yandığı bir dönemde ana muhalefet lideri bir Kızılay çadırına girdiği halde burada hiçbir Kızılay çadırı görmedim. Kızılay çadırı nasıl buralarda bulunmaz diye bir tavır ortaya koydu. COVID sürecinde spekülasyonu artıran bir yaklaşım gerçekleştirdiler. Yargı mensuplarına, öğretmenlere, çiftçilere hakaret ettiklerine şahit olduk. Bu iktidarı seçimle ya da seçimsiz götüreceğiz tavrını görüyoruz. İktidarı seçimsiz nasıl göndereceksiniz? Bu açıkçası darbe çağrısıdır, utanılması gereken bir yaklaşımdır. Bu bir suçtur. Tüm bunlara rağmen bu yaklaşıma devam ettiler. Arkadaki vesayet zihniyetinin kriz zamanlarında nasıl fışkırdığını görüyoruz.
“Antikor oluşana kadar bu tedbirlere devam edilmesi gerekiyor”
Sağlık Bakanlığımız uluslararası kurallara uygun bir şekilde bu süreci takip ediyor. Temin ettiğimiz aşı milletimize uygulanacaktır. Aşı olanın hemen maskesini çıkarması ya da tedbirlerden uzaklaşması gibi bir durum söz konusu olamaz. Antikor oluşana kadar bu tedbirlere devam edilmesi gerekiyor. Nitekim mutasyona uğrayan virüsten bahsediliyor. Burada spekülasyonlardan uzak durup, Bilim Kurulu’nun tavsiyelerine göre bu sürecin takip edilmesinde fayda vardır.
“AB’nin güvenliği Türkiye’den başlar”
AB’nin güvenliği Türkiye’den başlar. Kim Avrupa Birliği içinde Türkiye karşıtlığından bahsediyorsa muhakkak şekilde Avrupa’nın geleceğini yok etmek istiyordur.
“İngiltere ile köklü bir ilişkimiz var”
İngiltere ile köklü bir ilişkimiz var. AB’den ayrılması sebebiyle ticari ilişkilerimiz serbest ticaret anlaşması çerçevesinde devam edecektir.
“2020’nin en aptalca şakası”
Türkiye, Karabağ krizinin çözülmesini sağlamıştır. Paşinyan’ın ahlak dışı saldırısıyla kendi güçlerimizin verdiği destek sayesinde bu mesele tamamen hakkaniyet, hak hukuk ve Azerbaycanlı kardeşlerimizin menfaatleri doğrultusunda çözülmüştür. Türkiye’nin Azerbaycan’a verdiği destekten dolayı Paşinyan şöyle bir açıklama yapmış; ‘Biz Türkiye’ye ambargo uyguladık, Azerbaycan’a verdiği destek yüzünden. O yüzden Türk ekonomisini felce soktuk. Eğer Türkiye bu destekten vazgeçerse Türk ekonomisinin düzelmesine yeniden katkı sağlarız.’ diye. Bunu da 2020 yılının en aptalca şakası olarak değerlendirmek mümkündür.
Fikri Sağlar’ın ‘başörtüsü’ açıklamaları
Elinizde bir cihaz mı var, insanı neye göre ayırıyorsunuz? Kaç nesli yaktılar. Kamusal alanı zehirlerseniz ülkeyi felç edersiniz. Avrupa’daki Neonazilerin konuşacağı üslupla Türkiye’deki başörtülü kadınlara karşı konuşuyorlar. 2020’nin son faşist saldırısıdır. Bunun neresi ifade özgürlüğü, bu nefret suçu…
İlker Başbuğ’un açıklamalarına tepki
Bunlar ruh sağlığı yerinde insanlar değil. Bunlar bu ülkenin iyiliğini seven insanlar değil. Darbe, bir millete yapılacak en büyük kötülüktür. Zoraki demokratlık bir yere kadar. Hala darbeleri meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Darbe milletin silahını düşman yerine millete doğrultmaktır. Darbenin aması, mazereti olmaz. Ordu, bunların gözünde ancak darbe yapan bir mekanizma. Bu aslında TSK’ye de harekettir. Darbeler arasında etiketleme yapıyorsanız buradan demokratlık çıkmaz.
Boğaziçi Üniversitesine rektör ataması
Bir insanın siyasi kimliğinin olması suç değildir. Boğaziçi Üniversitesi şu grubun ya da bu grubun değil, milletimizin. Kayyum diyerek belli kesimlerin dilini kullanıp siyasallaştırdığınız zaman söylediğinizin manası kalmaz.
“Devredilen paranın binlerce katı bu çocuklar için harcanmıştır”
SMA’lı çocuklar hepimizin evladı. Cumhurbaşkanımızın ve MYK’daki arkadaşlarımızın bu çocukları nasıl kendi evlatları gibi sahiplendiğini keşke herkes görseydi. 1500 kadar evladımızın her biri devletin tedavi masraflarını üslendiği bilimsel olarak onaylanmış tedaviden yanadır. Varlık fonuna devredilen paranın yüzlerce, binlerce katı bu çocuklar için harcanmıştır, daha da harcanacaktır. Sahip çıkılmayan bir tane çocuğumuz yoktur. Verdiğimiz cevap bu olayı çarpıtan siyasilere karşıdır. Evlatlarımızın annelerine babalarına saygılarımızı sunuyoruz.
Yorumlar kapalı.