Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Malatya İl Kongresi’nde konuştu.
Başbakanlığı döneminde Malatya’ya bakanlık sözü verdiğini söyleyen Davutoğlu, siyasi kriz çıkma pahasına bu sözümü yerine getirdiğini ifade etti.
Türkiye’de artış gösteren yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vakalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, “Bir ülkede ekonomiyi iyi yönetemezseniz milleti aç bırakırsınız, eğitimi iyi yönetemezseniz cahil bırakırsınız, dış politikayı iyi yönetemezseniz ülkemizin itibarını yerle bir edersiniz… Bunların hepsi önemlidir ama sağlığı iyi yönetemezseniz öldürürsünüz” ifadelerini kullandı.
Hükümetin salgın sürecini iyi yönetemediğini vurgulayan Davutoğlu şunları kaydetti:
Öncelikle başta Cumhurbaşkanı olmak üzere halka tedbirlere uymayı tavsiye eden yöneticilerin kendileri de kendi söyledikleri gibi davranmalıdırlar. Kendisi her türlü imkanla korunan ancak Giresun’da çevre illerden de gelen binlerce insanı meydanda topladıktan sonra bir de onlara çay dağıtarak insan onuru açısından utanç verici manzaralara yol açan Cumhurbaşkanı’nın sözleri ve tavsiyeleri artık ne kadar inandırıcı olabilir?
Salgınla mücadelede görev yapan sağlık çalışanlarının şartlarının iyileştirilmesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, Konya’da Kovid-19’dan dolayı hayatını kaybeden tıp öğrencisi Merve Mercan’ı anımsatarak, “Daha doktorluk aşamasına gelmeden hayatını kaybeden Merve kızımız gibi internlerimiz yeterli tecrübeye sahip olmadan covid mücadelesinde sahaya sürülmemelidir” dedi.
Kamu harcamalarının sağlık alanına yönlendirilmesi gerektiğini kaydeden Davutoğlu, “İktidara yakın üç beş müteahhite pandemi şartlarında bile atılan her adımda rant imkanı sağlanırken kamuyla tıbbi alanda iş yapan medikal firmaların ödemelerinin yapılmaması hem devletin itibarı hem de salgın ile mücadelede ciddi sıkıntılar doğurmaktadır” diye konuştu.
“Üç dört neslin çile dolu birikimini şahsına malzeme edenlere ne kadar sessiz kalacağız?”
Davutoğlu, hükümetin başörtüsü ve 28 Şubat konusunu kendisine malzeme yaptığını belirterek, “Sadece başörtüsü yasağının kalkması bütün bu yanlışlıkların üstünün örtülmesine gerekçe kılınabilir mi?” ifadelerini kullandı.
“Gençlerin 28 Şubat döneminin aksine dini inanışları zayıfladı ise bunun sorumluları kimlerdir?” diyen Davutoğlu şöyle devam etti:
Bütün bu konularda en küçük eleştiri getirenlerin bile hain ilan edildiği, 28 Şubat’ta omuz omuza mücadele ettikleri dava arkadaşlarının yerini 28 Şubat’ın ideoloğu olmakla övünen, bu övünmenin de ötesinde 28 Şubat’ın hala sürdüğünü söyleme cesareti bulan ve oğlu özel bir muamele ile Dışişleri bakanlığına alınan Maocu bir zihniyetin “ülkeyi aslında biz yönetiyoruz” dediği, bu Maocuları tatmin etmek için mazlum Uygur kardeşlerimize sahip çıkılmadığı gibi konuşmalarının bile yasaklandığı ve 28 Şubat yöntemleri ile Ankara’ya alınmadığı; imam-hatiplilere açık bir şekilde hakaret eden öğretim üyelerinin barındığı ve ciddi mali sıkıntılar yaşayan üniversiteler korunurken 28 Şubata direnenlerin kurduğu Şehir Üniversitenin kapatıldığı, Ülkenin dar kaynaklarının üç beş yandaş şirkete rant aracı olarak dağıtıldığı; yolsuzluğun her türünün normalleştiği, iktidar sahiplerinin yakınlarının seçkin bir elit oluşturduğu, bir ülke bizim uğruna ömrümüzü tükettiğimiz ideallerin ve ilkelerin ülkesi mi? Üç dört neslin çile dolu birikimini şahsına mülk ve malzeme ederek tüketenlere ne kadar sessiz kalacağız?
“Türkiye küçülürken, bakan bizim ekonomimizi ABD ile mukayese ediyor”
Türkiye’nin ekonomik olarak zor günlerden geçtiğini ve hükümetin buna rağmen gerekli politikalar izlemediğini belirten Davutoğlu, “Türkiye yüzde 10 küçülüyor, bu bakan bizim ekonomimizle ABD’yi mukayese ediyor. İnanılır gibi değil, ABD’nin büyümesini farklı hesapladığını bile bilmiyor! Bizim de ABD gibi hesaplama yapsak ekonomimizin yüzde 40 küçülmüş olduğunu da bilmiyor” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, işsizliğin hızla yükseldiğini de vurgulayarak, “İşten çıkarmanın kanun ile yasaklandığı bir ülkede tüm zamanların en yüksek işsizlik rakamı ile mi övüneceksiniz? dedi.
“Trump, “aptal olma” dediğinde sessiz kaldığınız için bugün Macron konuşabiliyor”
Hükümetin dış politikalarını da eleştiren Davutoğlu, Türkiye’nin ce halkın ülke dışında itibarının kalmadığını söyledi.
Macron’un Türkiye ve Erdoğan aleyhi sözleri karşısında sessiz kalındığını vurgulayan Davutoğlu şöyle devam etti:
Dün Trump’ın hakaretine ses çıkarmayan bu yerli ve milli iktidar, bugün Macron’un zırvaları karşısında bir şey yapamıyor. Sayın Cumhurbaşkanı’na hitap ediyorum. Siz Trump’ın “aptal olma!” hakaretine sessiz kaldığınız için bugün Macron da size hakaret etme gücünü kendinde bulabiliyor. “One Minute” dediğiniz günlerde kimse size hakaret edemezdi; çünkü o günlerde yanınızda gerçek milli ve dirençli kadrolar vardı. Şimdi ise yanınızda içerde millik taslayıp dışarda üç-beş kuruş gelecek diye şu veya bu ülkenin hakaretlerine sessiz kalmayı diplomasi zannedenler var. Dün askerlerimizin Rusya’nın hava operasyonları ile desteklenen güçlerce şehit edilmesine cevap veremeyen sözde yerli ve milli iktidar, bugün Fransa’nın ülkemize düşmanca tavırlarına ses çıkaramıyor.
“Batırdığınız ekonomi konuşulmasın diye, ülkeyi sıkıştıracak işlere girip durmayın”
Ülkede yaşanan krizin tek sorumlusunun hükümet olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Bir ekonomide yapılmaması gereken ne varsa sorumsuzca yapılmıştır. Bir ekonomide alınmaması gereken ne kadar karar varsa akılsızca alınmıştır” dedi.
Davutoğlu ayrıca, “Ülkemizin itibarını bu kadar ezdirmeyin, milletin haysiyetiyle bu kadar oynatmayın. Karakterli bir duruşunuz olsun. Batırdığınız ekonomi konuşulmasın diye, ülkeyi dışarda daha fazla sıkıştıracak, izzetini ezecek işlere girip durmayın” ifadelerini kullandı.