Viyana Üniversitesinden 1955’te tıp diplomasını almasından birkaç hafta sonra ABD’ye taşınan Steiner, Tufts Üniversitesinde hematoloji ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde biyokimya okuyarak tıp profesörü oldu.
Kan ve kan hastalıkları konusunda başarılı bir kariyere sahip olan Steiner, 1985-1994 yıllarında, Providence şehrindeki dünyanın en saygın üniversitelerinden Brown’da Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümü’nün yöneticiliğini üstlendi.
2000 yılında emekli olduktan sonra hayalini gerçekleştirmek için kolları sıvayan Steiner, 70 yaşında Brown Üniversitesinde fizik üzerine lisans dersleri almaya başladı.
2007’de doktora programına kaydolmak için yeterli krediye ulaşan Steiner, tezinde, iletken metallerdeki elektronların kuantum mekanik olarak nasıl davrandığını ve fermiyonların davranışlarında nasıl bozonlara dönüşebileceğini araştırdı.
“Fizik eğitimimi tamamlamak hayatımın en sevindirici noktasıydı”
Fizik doktorasını alan Steiner, bunun gençlik hayali olduğunu söyledi.
Genlik yıllarını Viyana’da geçiren Steiner, o senelerde Albert Einstein ve Max Planck’ın kitaplarını okuduktan sonra fizikçi olmaya karar verdiğini ancak II. Dünya Savaşı’ndan sonra annesi ve amcasının kendisini tıp okumaya yönlendirdiğini söyledi.
Steiner, ömrü boyunca fizikçi olma hayalini aklından çıkaramadığını belirterek, “Sonunda başardım. Fizik eğitimimi tamamlamak hayatımın en sevindirici noktasıydı.” diye konuştu.
Yeni kariyeriyle ilgili “Ücretli bir iş aramıyorum, o kısmı geçtim.” diyen Steiner, 1960’tan beri evli olduğu 93 yaşındaki eşi Sheila ile bu ay 90. yaş gününü kutlayacak.
Yorumlar kapalı.