Hindistan, günlük vaka artışında dünyada birinci; vakalar hızla artarken ülke ekonomisi krize gidiyor. İşsizlik ve fakirliğin arttığı bölgelerde, gittikçe artan sayıda çocuğun yasa dışı şekilde evlendirildiği ya da çalışmaya zorlandığı görülüyor. BBC’den Divya Arya araştırdı.
13 yaşındaki Rani, hayattaki ilk savaşını kazandı. Ailesi bu yaz onu evlendirmek istedi, ancak Rani (gerçek adı değil) babasını durdurmayı başardı.
Hindistan’da hükümet mart ayında sert önlemler alıp sokağa çıkma kısıtlamaları getirdiğinde, Rani 8. sınıftaydı. Tüberküloz tedavisi gören babası işsiz kalırken, Rani’nin de okulu kapanmıştı. Babası, bir ay içinde “ona uygun bir damat bulduğunu” söyledi.
Rani ise “Herkes neden kızlarını evlendirmek için acele ediyor, anlamıyoruz. Okula gitmenin, para kazanmanın ve bağımsız olmanın bizim için önemini anlamıyorlar” diyerek buna karşı çıktı.
Hindistan’da 18 yaşından küçük kız çocuklarının evlendirilmesi yasak. Ancak dünyada yasa dışı şekilde evlendirilen kız çocuklarının sayısının en fazla olduğu ülke burası, öyle ki sayılar tüm dünyadaki sayıların 3’te birini oluşturuyor. Birleşmiş Milletler’in çocuk ajansı UNICEF’e göre ülkede her yıl 1.5 milyon kız çocuğu, ailelerin zoruyla ‘evlendiriliyor.’
Bu sayı bu yıl daha da arttı. “Çocuk hattı” isimli çocuklara yardım eden bir kuruluş, bu yıl haziran ve temmuz aylarında kendilerini arayan kız çocuklarının sayısının, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17 arttığını söyledi. Ailelerinin evlendirmek istediği kız çocukları, bu istismarı durdurmak amacıyla yardım istemek için “Çocuk hattı”nı arıyor.
Ülkede Mart – Haziran ayları arasında milyonlarca kişi işsiz kaldı. Bunların çoğu da hakları korunmayan ve çok düşük ücretle çalışan işçilerdi, işsizlik onları çok daha derin bir fakirliğe sürükledi.
Hükümet, ülke içinde büyük şehirlere çalışmaya giden 10 milyon kişinin köyüne ya da kasabasına döndüğünü açıkladı.
Bu aileler ‘evliliği’ kız çocuklarının hayatını kurtarmak için tek çare olarak görüyor.
Haziranda birçok kısıtlama kaldırıldı. Ancak bu kişilerin çoğu hâlâ işsiz, ülkenin ekonomisini henüz toparlanmadı. Okullar da henüz açılmadı.
Ülkede okullar, özellikle Rani’nin yaşadığı Odisha gibi fakir bölgelerde, kız çocuklarının geleceği için kritik önemde. Ailelerinden baskı gören ya da istismara uğrayan çocuklar, çoğunlukla okullarındaki öğretmenleri aracılığıyla sesini duyuruyor ve destekleniyor.
Hindistan’da çocuk evliliğinin bu yıl 2019’a göre yüzde 17 arttığı tahmin ediliyor
UNICEF’le birlikte ülkede çocuk evliliğini bitirmek için çalışan Action Aid isimli kuruluştan Smita Khanjow, “Çok fakir bölgelerde kız çocuklarının okula gitmesini zaten istemiyorlar. Bir kere okuldan ayrıldıkları zaman, aileleri geri dönüşe ikna etmek çok zor olacak” diyor.
Rani’nin okuldaki en yakın arkadaşı, aylar önce evlendirildi. Ailesi kendisi için de aynı planı yapmıştı ama o “Çocuk hattı”nı aradı. Yerel bir sivil topum kuruluşuyla (STK) da temas kuran Rani’yi, bu kurumların çalışanları ve polis evlilikten kurtardı.
Ancak düğünün iptal edilmesinin hemen ardından Rani’nin babası hayatını kaybetti:
“Okullar açıldığında geri dönmek istiyorum ama artık babam olmadığı için, daha fazla çalışmam gerekecek. Evi çekip çevirmek için anneme yardım etmek benim görevim.”
Erkek çocuklar için de şartlar zorlaştı. Khanjow’a göre ülke genelinde gittikçe daha fazla erkek çocuk, eve katkı yapması için fabrikalarda çalışmaya zorlanıyor.
Hindistan’da çocukların zorla çalıştırılması suç Ancak 2011’de Hindistan’daki 260 milyon çocuktan 10 milyonunun çalıştırıldığı ortaya çıkmıştı. Bu, yapılan son kapsamlı resmi araştırma oldu.
Bu durum, aileler için de hiç kolay değil. 4 ay süren sokağa çıkma kısıtlamaları boyunca Pankaj Lal, 13 yaşındaki oğlunu, iyi bir teklif karşılığında çocuk işçiler için aracılık yapan bir kişiye teslim etti. 5 çocuğu olan Lal’in bulduğu işte kazandığı para, “hiçbirinin karnını doyurmaya yetmiyordu.”
Lal, bu kişinin verdiği para karşılığında oğlunun 1,000 kilometreden uzaktaki başka bir eyalete gitmesine izin verdi. Oğlu burada bir takı fabrikasında, aylık yaklaşık 65 dolar karşılığında çalışmaya başladı. Bu para, karnını doyuramayan aile için hayat kurtarıcı nitelikteydi.
Kararının gerekçelerini bu sözlerle açıklayan Lal, yaşadıklarını anlatırken ağlamaya başlıyor:
“Çocuklarım iki gün boyunca hiçbir şey yememişti. Aracıya, ben gidip çalışayım dedim ama bu iş için küçük ve atik parmaklar gerektiğini, benim bu işi yapamayacağımı söyledi. Oğlumu ona bırakıp göndermekten başka çarem yoktu.”
Ülkede eyaletler arası yolculuk ve geçişler salgın sebebiyle yasak olsa da, çocuk işçilerin kaçaklıını yapan kişiler, geçişler için yolu biliyor.
Çocuk kaçakçılarından 25 yıldır çocuk işçileri kurtaran bir STK’yı yöneten Suresh Kumar, bu yıl kurtardıkları çocuklarının sayısının geçen yıla göre iki katına çıktığını söylüyor:
“Köylerde artık çocuk görmek mümkün değil. Son birkaç aydır çocuk kaçakçılarının iyice güçlendiğini ve kısıtlamaları lehine kullandığını görüyoruz.”
Hükümet de son dönemde daha sert cezalar öngören kararlar aldı.
Her bir eyalete de bu konuda çalışmalar yapılması, kadınlara ve çocuklara salgın döneminde de açık olacak şekilde sığınak sağlanması emri verildi.
Ancak aktivistlere göre, çocuk kaçakçılarının çoğunun yetkililerle bağı var ve her seferinde küçük bir para cezasıyla kurtuluyorlar.
Lal’in oğlunu gönderdiği otobüs ise yolda polis tarafından durduruluyor. Oğluyla birlikte 5 çocuk daha kurtarılıyor. Ancak oğlu geçici bir süre için çocuk bakım merkezinde tutuluyor. Lal, oğlunun kısa zamanda eve döneceğini söylüyor:
“O, bir anlık zayıflıktı. Yaşamak için tek bir lokmaya ihtiyaç duysak bile oğlumu bir daha asla çalışması için bir yere göndermem.”
Kaynak: BBC Türkçe
Yorumlar kapalı.