Kurban Bayramı bu yıl 20 Temmuz Salı günü başlıyor, 23 Temmuz Cuma günü sona eriyor.
Pazartesi günü arefe olduğu için kamu kurumlarında yarım gün idari izin verilerek 17 – 25 Temmuz tarihleri arasında dokuz günlük tatile kesin gözüyle bakılıyor.
15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü perşembeye rastladığı için 16 Temmuz Cuma gününün de idari izinli sayılarak tatilin 11 güne çıkartılması beklentisi bulunuyor.
Bayram tatilinin 11 güne çıkıp çıkmayacağı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün akşam saatlerinde yapacağı açıklamayla belli olacak.
Hükümetin aldığı idari izin kararı kamuda çalışanları bağlıyor. Özel sektörde çalışan işçilerin yıllık izin hakları İş Kanunu’nda düzenleniyor ve hükümetin aldığı idari izin kararları özel sektör işverenini bağlamıyor.
Habertürk’ün haberine göre; İş Kanunu’na göre, yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin sürelerinden sayılmıyor.
Buna göre, 15 Temmuz’dan başlayarak 23 Temmuz’a kadar yıllık izin kullanan İş Kanunu’na tabi çalışan bir kişi fiilen 11 günlük tatil yapmasına karşın, 2 gün hafta tatili, 4 gün Kurban Bayramı tatili ve 1 gün 15 Temmuz tatili düşüldükten sonra yıllık izninden 4 gün kullanmış sayılır.
16 Temmuz için idari izin kararı alınmayıp dokuz günlük tatil yapılması durumunda İş Kanunu’na tabi çalışanlar yıllık izninden 3 gün kullanmış olur.
Çoğunluğun tatile çıktığı Kurban Bayramı’nda turizm, sağlık, özel güvenlik sektörleri başta olmak üzere birçok sektörde yüz binlerce kişi bayramda da çalışmak zorunda olacak. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile diğer bayramlarda çalışan işçilere, çalıştıkları her gün için bir günlük ücret tutarında ödeme yapılması gerekir.
Brüt ücreti 5 bin lira olan işçi bayramda iki gün çalışırsa, günlük 166.67 TL’den brüt 333 TL fazla mesai ücreti alır.
Bayramda çalıştığı halde, çalıştığı günlere ait fazla mesai ücreti ödenmeyen işçi, iş akdini haklı fesih yaparak kıdem tazminatını alıp ayrılabilir. İşçinin bayramda çalıştığını ve bu çalışmasının karşılığı olan ücreti alamadığını kanıtlaması gerekir.
Yıllık ücretli iznini kullandırma zamanını belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamındadır, ancak işçinin dinlenme hakkı da anayasal güvence altına alınmıştır. Bu nedenle, işçinin yıllık izin hakkının işverence uzun süre kullandırılmaması işçi açısından haklı fesih sebebi olarak kabul ediliyor.
Yargıtay kararlarına göre, işçi açısından haklı fesih sebebinin ortaya çıkabilmesi için işverenin ya çok uzun süre hiç izin kullandırmaması veya talep edildiği halde gerekçesiz olarak işçiye uzun süre izin kullandırmaması gerekiyor. Mevzuatta ve Yargıtay kararlarında “uzun süre”nin ne olduğuna dair somut bir veri olmamakla birlikte, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019 yılında verdiği kararında (Esas No: 2016/4819, Karar No: 2019/2876) 3 yıl içinde 14 gün izin kullanan işçinin haklı fesih yapamayacağına hükmederken, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi (Esas No: 2017/10772, Karar No: 2019/8028) 6 yılda sadece 14 gün izin kullandırılmasının işçi açısından haklı fesih sebebi olduğuna karar verdi.
Yargıtay kararlarına göre, izin kullandırılmamasının işçiye fesih hakkı verebilmesi için işçinin yazılı olarak talepte bulunduğunu kanıtlaması önem taşıyor.
Yorumlar kapalı.