Gezi Parkı eylemlerine ilişkin dava bugün İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edecek.
22 Ocak’ta bu dosyadan yargılanan Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Hakan Altınay, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi ve Mine Özerden hakkındaki beraat kararları İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi tarafından bozulmuştu.
Sanıklar “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırma”, “mala zarar verme”, “nitelikli yağma”, “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi”, “kasten yaralama”, “ağırlaştırılmış yaralama” ve “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet” suçlamalarından yargılandığı davada beraat etmişti.
Fakat 3. Ceza Dairesi Ocak ayında dava dosyasının yeniden incelenmek ve hüküm kurulmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine hükmetti. Eksik delillerin sağlanması ile yargılamanın devamına karar verildi.
Bundan kısa süre sonra, 5 Şubat 2021’de Osman Kavala’nın yargılandığı diğer davaların da bu dava ile birleştirilmesine karar verilmişti.
Davada tek tutuklu sanık Osman Kavala.
Almanya ve Fransa’dan Kavala çağrısı
Fransa ve Almanya 19 Mayıs’ta ortak bir basın açıklamasıyla Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını talep etmişti.
Alman Hükümeti İnsan Hakları ve İnsani Yardım Sorumlusu Bärbel Kofler ile Fransa İnsan Hakları Büyükelçisi Delphine Borione’nin imzalarını taşıyan mektupta “Türkiye’nin Osman Kavala’ya yaklaşımı ve AİHM kararını hayata geçirmemesi bir hukuk devleti ve Avrupa Konseyi’nin uzun yıllardır üyesi olmasıyla bağdaşmıyor. Türkiye’den uluslararası yükümlülüklerini hatırlamasını ve Sayın Kavala’yı vakit kaybetmeden serbest bırakmasını talep ediyoruz” ifadeleri yer almıştı.
Gezi davası ilk olarak 2014’te açılmış, 2015’te tüm sanıklar beraat etmişti.
2017’de Osman Kavala’nın gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasıyla birlikte Gezi protestolarına dair ikinci bir dava açılmıştı.
2019’da tüm sanıklar beraat etmiş fakat Osman Kavala hakkında başka bir soruşturma olduğu gerekçesiyle tahliye edilmemişti.
Kavala 2017’den beri tutuklu.
5 Şubat 2021’deki davaya internet aracılığıyla bağlanan Osman Kavala “Olayları ve olguları nesnel biçimde değerlendiren tarafsız bir gözlemcinin, hiçbir dayanağı olmayan ve yasadaki tanımına aykırı biçimde kullanılan casusluk suçlamasının AİHM’in derhal tahliye edilmem yönündeki kararını boşa çıkartmak için kurgulanmış olduğunu anlayamaması olası değildir” demişti.
Anayasa Mahkemesi Osman Kavala’nın Gezi Parkı davasından tutukluluğuna yönelik başvurusunu, 22 Mayıs 2019’da reddetmiş, bunun üzerine avukatları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurmuştu.
AİHM, 10 Aralık 2019 tarihli kararında, Kavala’nın “makul şüphe olmadan, siyasi nedenlerle tutuklanması ve AYM’nin bireysel başvurusunu makul sürede incelenmemesi”ni gerekçe göstererek, bu durumun hak ihlali olduğunu belirterek, Kavala’nın derhal serbest bırakılmasını istemişti.
Bugünkü duruşma öncesi 10 Mayıs’ta Taksim Dayanışması’nın çevrimiçi basın toplantısında konuşan sanıklardan Tayfun Kahraman “Biz Gezi’de kamusal mekanlarımızı, kentimizi, ağacımızı koruduğumuz ve kendi talepleri ile Gezi’ye gelen insanların anayasal haklarını savunduğumuz için yargılanıyoruz. Ve biliyoruz ki buradan da beraat ile çıkacağız” demişti.
Bir diğer sanık Mücella Yapıcı ise “Beni üçüncü kez yargılıyorsunuz aynı iddianame ile. İstediğiniz kadar yargılayın, Gezi yargılanamaz, ancak yargılar. Çok barışçıl, çok meşru bir eylemde olağanüstü bir şiddetle 8 gencimizin canını aldınız, bir tane polisi öldürdünüz, 40 kişinin gözünü, göz nurunu aldınız. Anneleri perişan ettiniz, o çocukların katillerine ödül gibi ceza verdiniz. Yargılamamız gereken bunlardır” diye konuşmuştu.
Kaynak: BBC Türkçe
Yorumlar kapalı.