Almanya’nın Stuttgart şehrinde yaşayan evli, 4 çocuk babası Remzi Sarıkaya, geçen 17 Nisan Cumartesi günü evinde yaşamını yitirdi. Yaşlılığa bağlı sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybeden Sarıkaya’nın cenazesi, ailesi tarafından 3 gün sonra önce hava yoluyla İzmir’e buradan da cenaze aracıyla Manisa’nın Turgutlu ilçesine getirildi. Sarıkaya’nın cenazesi, defin işlemleri için aynı gün ailesi tarafından Manisa Büyükşehir Belediyesi Turgutlu Gasilhanesi’ne koyuldu. İddiaya göre ailesine cenazenin bugün toprağa verileceği söylendi.
Turgutlu’nun kırsal İzzettin Mahallesi’nde dün yaşamını yitiren KOAH hastası Muammer Türker’in (80) cenazesi de aynı Turgutlu Mezarlığı’ndaki gasilhaneye getirildi. Bugün öğle saatlerinde gasilhaneye gelen Türker’in ailesine, gasilhane görevlisi tarafından yanlışlıkla Remzi Sarıkaya’nın cenazesi teslim edildi. Türker’in yakınları durumdan habersiz Sarıkaya’nın namazını kılıp, İzzettin Mahallesi Mezarlığı’nda toprağa verdi.
Sarıkaya’nın oğlu cenazelerin karıştığını fark etti
Babasına son görevini yerine getirmek için gasilhaneye gelen Taner Sarıkaya, kendisine teslim edilmek istenen cenazenin babası olmadığını fark edip, durumu görevlilere bildirdi. Bunun üzerine gasilhane görevlileri, mezarlık görevlileri ile İzzettin Mahallesi Mezarlığı’na gidip, Sarıkaya’nın mezarını kazdı. Sarıkaya’nın naaşı, cenaze nakil aracı ile tekrar Turgutlu’ya getirildi. Sarıkaya’nın cenazesi gasilhanede yakınlarına teşhis ettirilip, teslim edildi. Gasilhanenin önünde kılınan namazın ardından Sarıkaya’nın tabutu bir süre omuzlarda taşındı. Sarıkaya gasilhaneyle aynı yerde bulunan Turgutlu Mezarlığı’nda gözyaşları ve dualar eşliğinde ikinci kez toprağa verildi. Gasilhanede bekleyen Türker’in cenazesi de İzzettin Mahallesi Mezarlığı’na götürülerek defnedildi.
Remzi Sarıkaya’nın oğlu Taner Sarıkaya yaptığı açıklamada, “Bugün saat 11.00 gibi cenazemizi defnetmek için buraya geldik. Bize morgun üst tarafından cenazemizi vermek istediler. Bunun üzerine cenazemizi alt bölüme koyduğumuzu söyledim. Ancak, buna rağmen ‘Yok, bu sizin cenazeniz’ dediler. Israrcı olduk. Bu sırada cenazeleri yıkayan hoca geldi. O, ‘evet’ ben başka cenazeyi yıkadım’ dedi. Araştırdık, babamızın cenazesi başka bir kırsal mahalleye götürülmüş, orada defnedilmiş. Sistem yok, cenazelerin üzerinde hiçbir isim de yazmıyor. Allah’a şükür son anda fark ettik. Hiç kimsenin böyle bir şeyle karşılaşmamasını temenni ediyorum” dedi.
Yorumlar kapalı.