Uzak Doğu ülkelerinde özellikle Japonya’da giderek artan “Hikikomori” hastalığı, çağın hastalığı olarak nitelendiriliyor. Japonca bir sözcük olan ve “İçeri çekilme, hapsedilmiş olma” anlamını taşıyan hikikomori, insanlardan kaçma, tek yaşamı güvenilir hissetme, bireyin kendini sosyal hayattan izole etmesi şeklinde görülüyor.
Bu kişilerin yaşamdan elini ayağını çekip temel ihtiyaçları dışındaki tüm zamanlarını odalarında geçirdiklerini belirten uzmanlar, aşırı koruyucu aile tutumları ve teknoloji bağımlılığının hastalığı tetiklediğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, sosyal etkileşimin ve aile bağlarının güçlendirilmesinin önemini vurguluyor.
Toplumsal rol ve sorumluluklara tepki
Hikikomorilerin toplumsal yaşamı kenarda bırakıp temel ihtiyaçları haricinde zamanını evinde ya da odasında geçirdiklerini kaydeden Candaş, “Hikikomori zaman kullanımı ve toplumsal rollere ve sorumluluklara da gösterilen bir tepki olarak görülebilir” dedi.
Aşırı koruyucu aile tutumları tetikliyor
Son olarak Candaş, özellikle teknoloji bağımlılığı ve aşırı koruyucu aile tutumlarına işaret ederek “Aşırı koruyucu aile tutumları da bu hastalığı tetikleyen sebepler arasında gösterilmektedir. Özellikle teknoloji kullanımı ve bağımlılığı hikikomori için başlangıcı tetikleyen en önemli unsurlardan biri. Hikikomori modern cağımızın gitgide artan bir hastalığıdır” diye konuştu.
Yorumlar kapalı.