Guelph Üniversitesi’nin aktardığına göre, Vietnam’daki bal arılarının, Asya dev eşekarısının (Vespa soror) baskınlarını engellemek için hayvan dışkısı toplayarak, kovan girişlerine sürdüğü anlaşıldı.
Yeni keşif aynı zamanda, alet kullanımını bal arılarında ilk kez belgeleyen bulguları ortaya koydu.
Kuzey Amerika’daki kuzenlerine “katil eşek arısı” lakabı takılan saldırgan arı cinsi, esasen Asya kökenli, 5-6 santimetre uzunluğunda ve tek bir iğnesinde sıradan bir bal arısının yaklaşık 7 katı kadar zehir taşıyor.
Katil eşekarıları (Vespa mandarinia) 2019’da Kanada’nın Britanya Kolumbiyası bölgesinde ve ABD’nin Washington eyaletinde de görülmüştü. Bu zararlı böceğin Kuzey Amerika’ya ulaşması hem insanların emniyeti hem de yerel bal arıları ve ekosistemlere ilişkin kaygılar oluşturuyor.
Uzun yıllardır Vietnam’daki bal arıları üzerine çalışmalar yürüten Guelph Üniversitesi profesörlerinden Gard Otis, bu eşekarılarının nihayetinde Kuzey Amerika’daki bal arısı kovanlarına da benzer baskınlar düzenlemeye başlayabileceğini ifade etti.
Çevrebilim profesörü sözlerini şöyle sürdürdü:
Dev eşekarıları bal arılarını tehdit eden en büyük yaban arılarıdır. Bunlar bal arılarını avlayan, en önde gelen avcılarından biri.
Otis’e göre eşek arıları kovanları basıyor, bal arılarını öldürüyor ve peteklerdeki larvalarla pupaları kendi gelişmekte olan yavrularını beslemek için taşıyor.
Vietnam’da gerçekleştirilen ve yakın zaman önce hakemli bilim dergisi PLOS ONE’da yayımlanan çalışmada araştırmacılar, bal arılarının hayvan dışkısı toplayarak ve kovanın girişlerine sürerek önleyici bir savunma geliştirdiğini ortaya koydu.
Wellesley Koleji’nden makalenin başyazarı, biyoloji profesörü Heather Mattila şunları söyledi:
Bu çalışma, kendilerini gerçekten korkunç bir yırtıcıya karşı savunması gereken bu bal arılarının son derece dikkate değer bir özelliğini gösteriyor.
Mattila, Kanada’daki bal arılarının Asya’dakilerdekine benzer bir savunmadan yoksun olduğunu ifade ediyor. Bu nedenle Kuzey Amerika’daki arıcılar, yalnızca, iklim veya diğer etkenlerin eşekarılarının yayılışını kısıtlamasını umuyor.
Mattila Kanada’daki yaygın bal arısı türü Apis mellifera’yı (Avrupa bal arısı) kastederek, “Savunma evrimleştirme fırsatına sahip değiller” dedi.
Otis, Kanada yönetiminin desteklediği bir başarılı arıcılığı geliştirme projesi kapsamında, 2007’le 2011 arasında yüksek düzeyde yoksulluk yaşanan kırsal köylerde seminerler düzenlemişti. Bilim insanı, araştırmayı bu süreçte Vietnam’daki Asya bal arısının kovan girişlerindeki koyu lekeleri arıcılar arasında soruşturmasının ardından başlattı.
Bir ziyaret sırasında deneyimli bir arıcı bu maddenin bizon dışkısı olduğunu anlattı. Otis’in birlikte çalıştığı arıcıların hepsi bu kovan lekeleriyle eşekarıları arasında bağlantı kuruyordu. Çevrebilimci, süreci şu sözlerle anlattı:
Dışkı toplama bal arıları için daha önce hiç bildirilmemiş bir davranıştı ve kimse bu olgu üzerine çalışma yapmamıştı.
Bunun üzerine Guelph Üniversitesi ekibi 2013’te National Geographic Society’den araştırma için 25 bin dolar (200 bin TL) hibe aldı.
Araştırmacılar hazırladıkları deneyde bizon, tavuk, domuz ve inek dışkısı toplayarak bir kovanlığın yakınına tepecikler şeklinde yerleştirdi. Gözlemlere göre gün boyunca yaklaşık 150 arı, bu yığınları ziyaret etti ve özellikle daha kokulu olan domuz ve tavuk dışkılarını topladı.
Ekip dışkı toplayan arıları kendi kovanlarındayken ayırt edebilmek için işaretledi. Dakikalar sonra araştırmacılar işaretlenmiş arıların malzemeyi yuva girişlerine uyguladıkları görüntüleri kayıt altına aldı.
Sürecin sonucunda eşekarılarının, daha yoğun lekeli kovanlara toplu saldırı başlatma ihtimallerinin daha düşük kaldığı görüldü.
Her ne kadar araştırmacılar dışkı kokusunun yaban arılarına itici geldiğinde şüphelense de bu böcekleri tam olarak neyin caydırdığı belirlenemedi. Dışkının arıların salgıladığı kokuları maskeliyor olabileceği de düşünülüyor.
Diğer yandan pek çok bilim insanı böceklerin ve bazı belirli hayvanların alet kullanabileceği görüşüne katılmıyor.
Hayvanların alet kullanıcısı niteliğini kazanması için çevredeki nesneleri (bu örnekte dışkı) kullanmak gibi bir takım kriterleri sağlaması gerekiyor.
Otis’e göreyse arılar, kovanı değiştirmek amacıyla bariz biçimde malzeme kullanıyor. Çevrebilimci, böceklerin ağız kısımlarıyla şekil verme ve biçimlendirme işlemlerini gerçekleştirmesi de bir aleti tutma veya değiştirme kriterini karşıladığını ifade ediyor.
Otis ayrıca, dev eşekarılarının yakınında çalışmanın başlangıçta kendini korkuttuğunu ifade etti. Ve araştırma ekibi birkaç gün içinde eşekarılarının kendi yuvalarından uzakta, kovanlıktayken savunmacı davranmadığını öğrendi. Otis deneyimlerini şöyle aktardı:
Biri tarafından sokuldum ve bu hayatımdaki en ıstıraplı sokulmaydı.
Guelph Üniversitesi
Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız
Yorumlar kapalı.