Doç. Dr. Sevil Karaman Karaman, öğrenme kapasitesinin yüzde 80’inin görme yetisi ile sağlandığını, göz sağlığı sorunları yaşayan çocukların okuma, yazma, çizim ve ödev yapma gibi akademik aktivitelerde göz sorunu olmayan çocuklara göre daha çok zorlandığını kaydetti.
Akademik olarak yaşıtlarından geri kalır
Karaman, göz hastalıklarının çocuğun geleceğini etkileyebileceğini aktararak, “Göz sağlığı problemi yaşayan çocuklar sıklıkla baş ağrısı, gözlerde yanma, kaşıntı ve yaşarma gibi şikayetler bildirirler. Bu çocuklarda gözleri kısarak bakma, gözleri ovuşturma, tahtaya daha yakından bakma ihtiyacı, kitap okurken satır kaybetme veya parmakla takip etme de sık görülür. Ders çalışmak, kitap okumak ve okula gitmek zorlayıcı bir hal aldığından çocukta isteksizlik görülür. Akademik başarısı yaşıtlarına göre geride kalır.” ifadelerini kullandı.
Miyobun genellikle 6-9 yaşında belirti verdiğini, yetişkinlik çağına kadar artış gösterebildiğini belirten Karaman, şunları kaydetti:
“Miyopi gelişiminden korunmanın en iyi yolu uzun süreli yakın çalışmayı, ekran süresini sınırlamak, çalışırken dinlenme araları vermek, oda aydınlatmasını arttırmak ve loş ışıktan kaçınmak, gün ışığında dışarıda vakit geçirmelerini teşvik eder. 20/20/20 kuralı özellikle akılda tutulmalıdır. 20 dakikada bir 20 saniye 20 feet (6 metre) uzağa bakılmalıdır. Ebeveynlerin en büyük korkusu miyop çocuklardaki numara artışı. Hafif ve orta derecede miyoplarda miyopi gözde önemli değişikliklere yol açmaz.
Ancak -6 derece ve üzerinde ise miyopi derecesi dejeneratif miyopi olarak adlandırılır. Bu durum ciddi bir durumdur. Retinada kalıcı değişiklikler ve buna bağlı görme azlığı ortaya çıkabilmektedir. Sonuç olarak hiçbir şikayet olmasa bile okul çağındaki çocuklar yılda bir göz kontrolünden geçmelidir. Gözlük kullanan çocukların takibi ise 3-6 ay gibi daha sık aralıklarla yapılmalıdır. Özellikle miyop tanısı olan çocukların ekran süresine dikkat edilmeli, dışarıda 2 saat vakit geçirmelidirler”
Yorumlar kapalı.