Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, ülkede 84 milyonun derdi varken bir avuç insanın dertsiz yaşam sürdüğünü, kendisinin de halk adına konuştuğunu söyledi.
Dertlerini dile getirirken çözüm önerilerini sıraladığını ve bunlara halkın destek verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, çözümsüz eleştirinin doğru olmadığına işaret etti.
Türkiye’nin güçlü bir gelecek inşa edeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun öncülerinin CHP’li belediyelerin olduğunu, belediye başkanlarının tüm engellere rağmen özveriyle çalıştıklarını ve başarılı sonuçlar aldıklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, CHP’li belediyelerin bulunduğu yerlerde bir tek çocuğun aç girmemesi gerektiğini dile getirerek, “Herkesin güvencesi o kentin belediye başkanı olacak. Valisi değil, kaymakamı, cumhurbaşkanı, bakanları değil, belediye başkanlarımız olacak. Çünkü az önce saydıklarımda adalet duygusu yok, onlara zaten ulaşamazsınız. Muhtarlarla iş birliği yaparak her vatandaşa rahatlıkla ulaşabilir belediye başkanlarımız.” diye konuştu.
Kara Kış Fonu kapsamında 4 milyon 480 bin 466 aileye birçok kalemde toplam 3 milyar liranın üzerinde yardım yapıldığını kaydeden Kılıçdaroğlu, CHP’li belediye başkanlarına teşekkür etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Avukatlar Günü’nü kutlarken, bu kesimin sorunlarını bugün TBMM Genel Kurulunda dile getireceklerini belirterek, “Bakalım iktidar ve onun küçük ortağı ne söylüyor avukatlar konusunda, bizler ne söylüyoruz. Bunu da göreceğiz.” dedi.
Ziyaretleri sırasında ceplerinin talep ve şikayetlere ilişkin notlarla dolduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, öğretmen çocuklarının atanamadığını anlatan bir annenin notunu aldığını söyledi ve notu okudu. Atama bekleyen sağlıkçılar da bulunduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde hem öğretmenlerin hem de sağlıkçıların atama sorunlarını çözeceklerini; kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmen ayrımını da ortadan kaldıracaklarını ifade etti.
İktidarın 2021 yılını Sağlık Çalışanları Yılı olarak belirlediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, bu kesimin sorunlarını da aşacaklarını savundu.
“Zam artı zam artı zam eşittir Recep Tayyip Erdoğan”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, İzmir’deki depremden zarar görenlerin dernek kurduğunu ve bütün partilerle bir araya gelerek sorunlarını anlatmak istediklerini belirtti. Ancak AK Parti ve MHP İzmir yöneticilerinin katılmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Kendilerini suçlu görüyorlar. Suçlu adam sizin yanınıza gelmek istemiyor. Biz yanınıza geldik, yanınızda durmaya devam ediyoruz. Belediye başkanlarımız da ellerinden gelen çabayı gösteriyorlar, bundan emin olmanızı isterim. AK Parti’ye gittiniz, sizi kapıdan kovdular, hakaretler ettiler. Onları bu vesileyle kınamak da benim boynumun borcudur. Deprem mağdurunu kınayacağına, bir davet et, bir dinle. İktidar sahibisin, herkese kucak açmalı, eleştiriyi soğukkanlı dinlemelisin. Bunları yapmıyor da derdini anlatmak için kapını çalan kişiyi, polisleri çağırıp kapı dışı ediyorsan, sen İzmir’i de Türkiye’yi de yönetemezsin. Zaten yönetemedikleri de gün gibi açık. Bizim temel hedefimiz size uzun vadeli, düşük faizli kredi vermeleridir.”
Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde, Emniyet’te yasa dışı talimat verenlerin hesap vereceğini, polislerin hakkın ve adaletin yanında olmaları gerektiğini söyledi. Polislerin sorunlarını çözüme kavuşturacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, “Angarya işler de sizlere verilemeyecektir.” sözlerini sarf etti.
İktidara yakın basın yayın kuruluşları dışında her yerde zam haberlerinin yer aldığını savunan Kılıçdaroğlu, Ankara’da AŞTİ esnafının dile getirdiği sorunlarını aktardı. Akaryakıt zamlarının otobüs şoförlerinin büyük sıkıntılar yaşamasına neden olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, öte yandan kamyon, tır ve taksi şoförlerinin aynı durumda olduğunu kaydetti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK)’ enflasyon verilerini değerlendirirken, “Türkiye İstatistik Kurumu aslında doğruları söylemiyor. Bağımsız, akademik dünyadan insanların oluşturduğu Enflasyonu Araştırma Grubu’na (ENAG) göre enflasyon yüzde 143. Gerçek. Vatandaşlar ‘Ey Kılıçdaroğlu bunun doğruluğunu nereden biliyorsun?’ diye sorabilirler. Patatese yüzde 207, salatalığa yüzde 193, patlıcana yüzde 185, margarine yüzde 160, kabağa yüzde 153, karnabahara yüzde 146 zam geldi. Yüzde 61 doğru mu?” ifadelerini kullandı.
Akaryakıt, kömür ve tüp gaza gelen zamları sıralayan Kılıçdaroğlu, hükümetin, enflasyon konusunda sadece vatandaştan fedakarlık beklediğini savundu. Kılıçdaroğlu, “Enflasyon en haksız, en acımasız vergidir. Bütün iktisat, ekonomi kitapları yazar; enflasyon en haksız, adaletsiz vergidir.” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Antalya Borsasının geçen ay domatese yüzde 33 zam geldiğini, TÜİK’in ise aynı ayda domatesin fiyatının yüzde 9,9 azaldığını açıkladığını aktararak, “Borsa mı doğruyu söylüyor, yoksa koltuğunda oturup saraydan gelen talimat üzerine oynayan bürokratlar mı? Bir şeyi de hiç kimse unutmasın: Zam artı zam artı zam eşittir Recep Tayyip Erdoğan. Bu işin sorumlusu sarayda oturan. Kimi sorumlu tutacağız? Kim memleketi yönetiyor? Tek kişilik hükümette en tepede kim var? Erdoğan.” sözlerini sarf etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Bankasının bir sentinin bile olmadığını öne sürerek, “Ekonomistim’ diyor. Laf aramızda çakma ekonomist. Keşke ekonomist olsa. Bir yerden ekonomist lafını duymuş. Büyük bir ihtimalle demişlerdir, ‘Ekonomist deyince Daron Acemoğlu geliyor, Nobel’e aday gösterilecek.’ O zaman o da öykünmüştür, ‘Ben de ekonomistim’ diye. Ne yaptın? Merkez Bankasını söğüşlediniz. 128 milyar doları yok ettiniz, nereye gittiği bile belli değil. Yabancı yatırımcılar Türkiye’yi terk etmeye devam ediyorlar.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “faize karşı olduğuna” yönelik söylemini anımsatan Kılıçdaroğlu, en yüksek gelir kalemi faiz olan bankaların bu yılın Ocak-Şubat döneminde karının yüzde 322,8, sadece kamu bankalarının karının ise yüzde 540 arttığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Olağanüstü bir artış. Demek ki faizcilere hizmet eden bir hükümetimiz var. Tek kişilik hükümet var. Hani faize karşıydın, hani faiz haramdı? Böyle olunca kimse Türk lirasına güvenmiyor, parayı pul ettiler. Vatandaşın bankalardaki tasarruf mevduatının yüzde 64’ü dolar, kalan kısmı Türk lirası. İcradaki dosya sayısı ise 23 milyonu aştı.” ifadelerini kullandı.
“Hazine bunların çiftliği, sen de bu çiftliğin reisi misin?”
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında “beşli çeteye hizmet ettiği ve tahsildarlık yaptığı” şeklinde ifadeleri kullanmamasına yönelik mahkeme kararı bulunduğunu belirterek, “Hangi mahkeme? Sarayın mahkemesi böyle karar vermiş. O hakime açık ve net söylüyorum, ben ‘beşli çete’ diyeceğim, bak bakalım sen ne yapacaksın? Ben vatandaşın hakkını hukukunu savunacağım, sen ‘beşli çete’den yana karar alacaksın. Ben sana hakim değil ‘sen de beşli çetenin yandaşısın’ diyeceğim. Bal gibi ‘beşli çete’. 18 yılda bu 5 şirkete 203 milyar liralık iş verildi, ihale demeyelim. 203 milyar lirayı alan herhalde bunun bedelini ödeyecektir. Yüzde 10’u ne yapar? 20 milyar lira yapar. Yüzde 10’a çalışmaz, ben de biliyorum. Her şeylerini finanse ediyorlar.” sözlerini sarf etti.
Savcılara seslenen Kılıçdaroğlu, “rüşvet olaylarının üzerine neden gitmediklerini, bu beş firma dünya üzerinde kamudan en çok ihale alan şirketler olmalarına rağmen neden araştırılmadığını” sordu. Bu firmaların, söz konusu projeleri Türk lirası yerine dolar üzerinden yaptıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “Ben bunlara ‘beşli çete’ dediğim için de beyefendi üzülmüş, incinmiş, gücenmiş. Sen beşli çeteye hizmet ediyorsun. Bir daha dava aç, bir daha dava açmazsan namertsin.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla bu şirketlere hazine garantisi verildiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, “Hazine bunların çiftliği, sen de bu çiftliğin reisi misin? Milletin parasını 5 kişiye nasıl emanet edersin? Nasıl tahsis edersin?” sorularını yöneltti.
Kemal Kılıçdaroğlu, söz konusu firmaların, iktidarın değişmesi ihtimaline karşı önlem almaya çalıştıklarını savunarak, projelere ilişkin davaların İngiliz mahkemelerinde görüşülmesine yönelik maddenin sözleşmelere eklendiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Sen İngiliz mahkemelerine güvence veriyorsun, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerine güvenmiyorsun. Ben sana ‘beşli çetenin tahsildarlığını yapıyorsun.’ dediğim zaman da güceniyorsun. Hiç gücenme kardeşim. Bunu yapıyorsun zaten sen, görevin bu.” dedi.
Bu şirketlerin projeler için dolar bazında ABD, avro bazında ise Almanya’daki enflasyon oran farklarını talep ettiklerini anlatan Kılıçdaroğlu, “Bana söyler misin, dünyada böyle bir ihale var mı, burası sömürge bir devlet midir?” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini susturmak için hakimleri, savcıları devreye koyduğunu iddia etti. “Yiğitsen, erkeksen, güçlüysen, erdemliysen senin dünya kadar televizyonun var, çık karşıma kardeşim. Hesaplaşalım.” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5’li çeteye ihale, dolar, Hazine, enflasyon ve mahkeme garantisi verdiğini” öne sürdü.
Kendisine 1 milyon liralık tazminat davası açıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, “Beni parayla korkutmaya çalışıyorlar. Benim parayla, pulla işim yok kardeşim. Parayla korkan sensin. Paraya tamah eden sensin. Benim tek derdim var, bu ülkede herkes huzur içinde yaşasın, herkesin hakkı hukuku teslim edilsin.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenen Kılıçdaroğlu, “Bir iyilik yapıyorsan hurma murma işine girme. Hurmadan gümrük vergisi yüzde 25, bari onu Ramazan boyunca sıfırla. Millet hurma yiyecekse bari sıfır olsun. Bak onu bile düşünmezler ama bu kardeşiniz düşünür.” ifadesini kullandı.
“Devlet yönetimi darmadağın”
“Hırsız içeriden olursa kapı kilit tutmaz.” sözünü anımsatan Kılıçdaroğlu, “Hırsız içeride, kapıda kilit tutmuyor. Devletin bütçesi, bürokrasi, devlet yönetimi darmadağın. Bu sistem böyle gitmez, bu yapı böyle gitmez. Bunu demokratik yollarla düzelteceğiz. Hiç kimse şunu unutmasın: Bu ülkenin gerçek sahipleri bu ülkenin halkıdır, yani biziz. Sarayda oturan şüreka ve sarayın kendileri bunlar devletin sahibi değillerdir. Devleti yönetemiyorlar, devletin çivisini çıkartınız. Saraylı kafasıyla bu işler olmaz.” değerlendirmesini yaptı.
İktidarın bazı projelerin bitiş tarihlerine ek süre verdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Niye bu farkı veriyor? ‘Beraber malı götüreceğiz. Bir kısmını sen götürdün, bari bir kısmını da biz alalım.’ Doymuyorlar, aç bunlar.” dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “saraylı kafası”nın sekiz özelliğinin olduğunu savunarak şunları kaydetti:
“Bir; saraylı kafası çıkarcıdır, kendi çıkarını düşünür, milleti değil. Kendi çıkarı için feda etmeyeceği hiçbir şey yoktur. Milleti, vatanını, bayrağını düşünmez sadece ve sadece kendisinin ve yakın çevresinin çıkarını düşür. 5’li çetenin tahsildarlığını yapar. Saraylı kafası aynı zamanda yolsuzluk yapanları korur. Birisi rüşvet mi aldı, onun arkasında dururlar. ‘Yeter ki bizden olsunlar, çıkarı paylaşsınlar.’ Bütün kutsal değerleri kendi çıkarları için kullanırlar. Saraylı kafasının ikinci özelliği, bunlar torpilcidir. Bunlar, memleketin temiz evlatlarının hakkını hukukunu yerler. Üçüncü özelliği; bunlar tümüyle görgüsüzdürler. Lükse, şatafata bunlar kadar düşkün hiç kimse yoktur.
Dördüncü özellik, bunlar kesinlikle temiz değil, bunlar bozulmuşlardır. Toplumsal, bütün insani değerlerini kaybetmişlerdir. Uyuşturucu baronlarıyla artık iç içedirler. Pudra şekerini kullanan bir kuşak yetiştirmeye çalışıyorlar. Saraylı kafasının beşinci özelliği, bunlar yüzsüzler. 128 milyar doları hiç ettiler, meydanda geziyorlar. Saraylı kafasının altıncı özelliği, bunlar inkarcıdırlar. Bütün kabahatlerini birilerinin üstüne yıkma konusunda bunlar kadar becerikli hiç kimse yoktur çünkü parayla bir sürü insanı satın alabiliyorlar. ‘Parayla yapılmayacak iş yoktur’ felsefesine sahipler. Saraylı kafası aynı zamanda yalakadır. Bunların böyle bir ekibi de vardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Özbekistan ziyareti protokolünde Bilal Erdoğan’ın bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Senin orada ne işin var? Senin devlette ne işin var? Arkasında bir sürü adam, koca koca adamlar. Makamlarınızdan hiç utanmadınız mı? Böyle bir yalakalılık olur mu? Yalakalık o kadar önemli boyutlara ulaştı ki…” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu, “saraylı kafası”nın sekizinci özelliğinin vicdansızlık olduğunu dile getirerek “AK Parti’ye veya MHP’ye oy vermiş kardeşlerim, saraylı kafası diye tanımladığım sizler değilsiniz. Onlar sözün başında belirlediğim saray ve şürekası, saraydan beslenenler, 5’li çeteler, ihalesiz iş alanlar. Demokratik yollarla bu saraylı kafasına veda edeceğiz. Onlar bozdu, biz düzelteceğiz. Onlar çaldı, biz yerine koyacağız. Onlar yıktı, biz yeniden inşa edeceğiz. Onlar bir yılda bu memleketi 20 yıl geriye götürdü, biz 5 ayda memleketi 5 yıl ileriye götüreceğiz.” diye konuştu.
Yorumlar kapalı.