55 yaşındaki Abramovich, 19 yıl önce İngiliz iş insanı Ken Bates’e 230 milyon dolar ödeyerek Chelsea’nin yeni sahibi olduğunda, sadece Premier Lig’de değil, dünya futbolunda da yeni bir dönemin kapısını araladı.
Stamford Bridge’e adım attığı andan itibaren kulübün havasını değiştiren Abramovich, limit tanımayan transfer politikasıyla, sonraki örnekler kendine yer açana kadar modern futbolun en önemli aktörlerinden biri oldu.
19 yıl boyunca yıldız transferler, şampiyonluk turları, yeni stat projesi gibi her kulübün yerinde olmak isteyeceği manşetlerle gündeme gelen Chelsea, önce UEFA Şampiyonlar Ligi, ardından FIFA Kulüpler Dünya Kupası’nı müzesine götürdüğü dönemde üst üste şoklarla sarsıldı.
İki hafta önce Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı askeri müdahalenin ardından Abramovich’in satma kararı aldığı Chelsea, yeni sahibinin kim olacağını beklerken İngiliz hükümetinin Rus milyarder hakkındaki yaptırımlarıyla büyük bir darbe daha yedi.
Özel bir lisansla Chelsea’ye maaşları ödeme ve ligde mücadele etme hakkı tanınırken, Abramovich’in kulübü satma kararı şimdilik askıya alındı. Kulübün transfer yapması, yeni sözleşme imzalaması, bilet satması da yasaklandı.
Yaptırımlar gereği kulüp mağazalarını kapatmak zorunda kalan Chelsea, fikstüründeki maçlar için de sezonluk bileti olanlar dışında kimseyi stada alamayacak.
“Kulübün ilerlemek için artık yeni bir sahibe ihtiyacı var”
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Chelsea’yi yakından takip eden Goal.com muhabiri Nizaar Kinsella, Abramovich’e yönelik yaptırım ve varlıklarını dondurma kararının Londra ekibini nasıl etkileyeceğini değerlendirdi.
Abramovich’in Chelsea’de çok başarılı olduğunu ve Manchester City, PSG, Newcastle United gibi kulüplerde de benzer hamleleri teşvik ettiğini belirten Kinsella, “Chelsea’nin tarihi sonsuza kadar değişecek. Bundan sonra ne olacağı büyük ölçüde bilinmiyor. Kulübün ilerlemek için artık yeni bir sahibe ihtiyacı var. Chelsea’deki yatırımın eskisi kadar başarılı olup olmayacağı yeni sahiplerine bağlı. Abramovich’in yaptığını yapacak birini çekmesi pek olası değil.” ifadelerini kullandı.
“Maviler”in ekonomik yönden eski günlerine dönüp dönmeme ihtimaliyle ilgili soruya Kinsella, “Kulübün kısa süreli sıkıntı çekeceğini düşünüyorum ama kötü günlerine geri döneceğini sanmıyorum. Premier Lig ve Şampiyonlar Ligi gelirleri var. Güçlü bir kadrosu ve akademileri var. Chelsea, eskisi kadar güçlü olmayacak gibi görünüyor ama televizyon ekranlarımızda kalmayı sürdürecek.” yanıtını verdi.
Kinsella, sözleşmeleri sona erecek olan ve bu yaz takımdan ayrılmaları beklenen Antonio Rudiger, Cesar Azpilicueta ve Andreas Christensen’in olası ayrılıklarının kulübü nasıl etkilemesini beklediğiyle ilgili ise “Yaptırımlar hiçbir oyuncunun gelmesine ve gitmesine izin vermiyor. Ancak kulübün yeni sahibi bütçeyi kısmakta endişe etmezse bazı iyi oyuncuların ayrılmasına neden olabilir.” şeklinde görüş belirtti.
Finansal Fair-Play’i icat ettirdi
Rus oligark Abramovich’in, Premier Lig’deki ikinci yabancı kulüp sahibi olmasından bu yana izlediği savurgan transfer politikası, Avrupa futbolunu yönetenleri buna çare bulmak zorunda bıraktı.
Chelsea, 19 yılda dünyanın önde gelen kulüplerinden biri olma yolunda 2,8 milyar dolar harcarken, benzer kulüplerin sayısının artması üzerine UEFA 2011 yılından itibaren finansal fair-play kurallarını uygulamaya koydu.
Abramovich döneminin en pahalı transferi 133 milyon dolarla Romelu Lukaku oldu. Bu futbolcuyu 94’er milyon dolarla Kai Havertz ve kaleci Kepa Arrizabalaga izledi.
Kupalara ambargo koydu
Abramovich döneminde Chelsea, ada futbolundaki en önemli rakipleri Manchester United, Manchester City, Liverpool ve Arsenal’den daha fazla kupa kazandı.
Premier Lig’de 5 şampiyonluk elde eden Güney Londra ekibi, Federasyon Kupası’nı 5, Lig Kupası’nı da 3 kez müzesine götürdü.
UEFA Şampiyonlar Ligi’ni de iki kez kazanan Chelsea, bu kupayı Londra’ya getiren ilk ve tek takım oldu. “Maviler”, UEFA Avrupa Ligi’ni 2, UEFA Süper Kupa ve FIFA Kulüpler Dünya Kupası’nı da birer kez havaya kaldırdı.
Yeni stat projesi vize engeline takıldı
Uzun yıllar Chelsea’nin stadı Stamford Bridge’i yenilemek için çaba harcayan Abramovich, dört yıl önce yaşadığı vize krizi nedeniyle bu projeyi rafa kaldırdı.
Londra’daki en büyük rakipleri Arsenal ve Tottenham ile karşılaştırıldığında hayli eski bir statta maçlarını oynayan Chelsea’ye bunun için 1,3 milyar dolar bütçe ayıran Abramovich, İngiltere’nin vizesini yenilememesi üzerine projeden vazgeçti.
Teknik direktör dayanmadı
2003 yılından bu yana Londra ekibi 13 farklı teknik adam tarafından yönetilirken, Portekizli Jose Mourinho ve Hollandalı Guus Hiddink ikişer kez göreve getirildi.
2000 yılının eylül ayında Chelsea’nin başına geçen İtalyan teknik adam Claudio Ranieri ile 2004 yılında yollarını ayıran Abramovich, sırasıyla Jose Mourinho (Haziran 2004-Eylül 2007), Avram Grant (Eylül 2007-Mayıs 2008), Luiz Felipe Scolari (Temmuz 2008-Şubat 2009), Guus Hiddink (Şubat 2009-Mayıs 2009), Carlo Ancelotti (Temmuz 2009-Mayıs 2011), Andre Villas-Boas (Haziran 2011-Mart 2012), Roberto Di Matteo (Mart 2012-Kasım 2012), Rafael Benitez (Kasım 2012-Mayıs 2013), Jose Mourinho (Haziran 2013-Aralık 2015), Guus Hiddink (Aralık 2015-Mayıs 2016), Antonio Conte (Temmuz 2016-Temmuz 2018), Maurizio Sarri (Temmuz 2018-Haziran 2019), Frank Lampard (Temmuz 2019-Ocak 2021) ve Thomas Tuchel ile çalıştı.
Yorumlar kapalı.