CHP Milletvekili Ali Mahir Başarır, TBMM Genel Kurulu’nda Ergenekon davası sürecinin yol açtığı mağduriyetin giderilmesine ilişkin kanun teklifi üzerinde konuştu. Başarır, “Zekeriya Öz’e makam arabasını verenler, ordunun kalbi kozmik odayı FETÖ’ye teslim edenler ya da ‘devletin bağırsağı temizleniyor’ diyenler bugün hala görevde ve yüzleri kızarmıyor. O tertemiz yürekli subay Ali Tatar’ın hesabını verebilecek misiniz?” dedi.
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Ergenekon davası sürecinin yol açtığı mağduriyetin giderilmesine ilişkin verdiği kanun teklifinin doğrudan TBMM Genel Kurulu gündemine alınması ile ilgili konuşma yaptı. CHP’li Başarır şunları söyledi:
“Sözlerime başlarken başta Ali Tatar, Kuddusi Okkır, Kaşif Kozinoğlu ve bu karanlık süreçte yaşamına son veren, yaşamını yitiren kahraman, aydın, asker, siyasetçiyi rahmetle ve saygıyla anıyorum. 2007’de Ümraniye’de başlayan bir oyun 12 Eylül 2010 referandumundan sonra zirveye ulaştı çünkü o referandumda yargıyı FETÖ’ya teslim etmiştiniz. O referandum bir FETÖ projesiydi çünkü onun bir amacı vardı. Amacı, kahraman subayları, siyasetçileri, aydınları, milletvekillerini, üniversite hocalarını mağdur etmekti, tutuklamaktı, tasfiye etmekti. Maalesef ki planları önce medyada başladı, sonra siyaset kurumu en son da yargı devreye girdi. Biz o dönem CHP Grubu ve genel başkanımızla birlikte bu bir kumpas, bu bir kirli oyun dedik. Silivri’de bir mücadele verdik ama siz bize darbeci dediniz. Fakat tarih gösterdi ki kimin darbeci olduğunu kimin vatansever olduğunu gösterdi.
‘EĞER İDAM CEZASI OLSAYDI ŞU AN ARAMIZDA OLAN TUNCAY ÖZKAN ASILMIŞTI’
Fetullah Gülen’in çetesiyle birlikte dönemin başbakanı, dönemin bakanları ve dönemin kirli yazarlarının bir oyun ortaya koyduğunu ve tertemiz insanları mağdur etti. Avukatlar Silivri’deki karanlık mahkemelerde savunmalarını yapamadılar. Zekeriya Öz’e makam arabasını verenler, ordunun kalbi kozmik odayı FETÖ’ya teslim edenler ya da devletin bağırsağı temizleniyor diyenler bugün hala görevde ve yüzleri kızarmıyor. O tertemiz yürekli subay Ali Tatar’ın hesabını verebilecek misiniz? Ömrünü öğrencilere, bilime adamış Türkan Saylan’ın hesabını verebilecek misiniz? Bu ülkenin genelkurmay başkanını terörist sıfatıyla yargıladınız. Peki bu davada gizli tanıklık yapan kimdi? Bir terör örgütü yöneticisiydi. İdam cezasını savunuyorsunuz ya eğer idam cezası olsaydı şu an aramızda olan Tuncay Özkan asılmıştı. Birçok asker, birçok sanatçı, birçok siyasetçi idam edilmişti. İlker Başbuğ’un hesabını veremezsiniz. Ergenekon’un kasası dediğiniz Kuddusi Okkır’ın cebinden 5 lira çıkmadı ve cenazesini Silivri Belediyesi kaldırdı. Neden bunu yaptınız? Niçin bunu yaptınız? Çünkü FETÖ bunu istiyordu, bir Amerikan projesiydi. Ordunun güçlü olması, ordunun vatansever olması birilerini rahatsız ediyordu. Buna ortak olduğunuz için üzülüyorum ben.
‘FETÖ KİRLİDİR DEDİNİZ, O KİRLİ ELLERİNİZİ FETÖ SABUNUYLA YIKADINIZ’
Düşmanın topla, tüfekle, tankla yapamadığını orduya FETÖ ile yaptınız, Orada ölen insanların kanları var elinizde ama siz ne yaptınız? FETÖ kirlidir dediniz, FETÖ kirlenmiştir dediniz ve çekildiniz. Sonra o kirli ellerinizi FETÖ sabunuyla yıkadınız. Olmaz arkadaşlar böyle olmaz. Gelinen süreçte devlet, hata yapabilir ama mağdurlara hakkını teslim eder. Bir özür bile dilemediniz. Görülen tazminat davalarının üzerinden yıllar geçmiş ama hala Yargıtay’da bekliyor. İnsanlar daha tutuklu kaldığı günlerin tazminatlarını alamadılar. Maalesef ki bu durumdan yüzü kızarmayan bir iktidar var. Hiç kimse o karanlık dönemi unutmamalıdır. Ben bu sözleri söylerken sayın Ramazan Can’ı görüyorum. O zaman FETÖ’cülük bir trend demişti. O zaman FETÖ’cü olanlar bir yere geliyor demişti. Oysa biz cumhuriyette de 1960’larda da 80’lerde de bugün de FETÖ ve onun gibileri bir trend olarak değil hain olarak gördük. Siz onlara bu güzel devleti teslim ettiniz, yargıyı teslim ettiniz, istihbaratı teslim ettiniz. Bilgin Balanlı’yı tutukladınız. Peki yerine kim geldi? Akın Öztürk geldi. Kim bu? Bu meclisi bombalayan adam ve şu anda cezaevinde. İlker Başbuğ’u tutukladınız, hava kuvvetlerinde asker bırakmadınız ve sonra ne oldu, yerine getirdikleriniz ne yaptı? Boğaziçi Köprüsü’nü kesti vatandaşlarımız üzerine ateş açtı, insanları öldürdü ve meclisi bombaladı. Bundan siz sorumlusunuz! Bunun da gereğini yapmak zorundasınız, özür dilemek zorundasınız. O insanlara bir özür borcunuz var çünkü bunun sebebi sizsiniz!
‘ÇIKIN ÖZÜR DİLEYİN’
Maalesef bazı yalanları yakalayacak doğru dünyada henüz icat edilmedi ve AKP’nin yalanları da onlardan bir tanesi. Ben birçok iddia ortaya koydum. Siz dönemin başbakanının Zekeriya Öz’e zırhlı aracını vermesini açıklayabilir misiniz? Siz İlker Başbuğ’un yargılandığı davadaki düşürüldüğü durumu açıklayabilir misiniz? Biz 2010 referandumuna köy köy, mahalle mahalle gezip karşı çıkarken Amerika’daki alçak mezardan çıkın, oy kullanın derken neredeydiniz? Amerika’daki alçak herkes oy kullanacak derken, dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile okyanus ötesinden o alçak mitingler yaparken neredeydiniz? Niye Anayasa Mahkemesi’ne başvurmayacağız? Biz sizin çıkardığınız her abuk sabuk yasayla ilgili başvuruyoruz. Suçlusu biz mi olduk? Siz sorularımıza cevap verin. Eğer siz Ali Tatar’ın intiharını yüreğinize sığdırabiliyorsanız bir sözüm yok. Kuddusi Okkır’ın cebinden 5 lira çıkmadan düzmece iddianameyle kanserden cezaevinde ölümünü yüreğinize sığdırabiliyorsanız hiçbir sözüm yok. Fakat bunun hesabını verin, çıkın özür dileyin! Ali Tatar’ın abisinden, evladından, eşinden özür dileyin. Kuddusi Okkır’ın ailesinden özür dileyin. Gidin, İlker Başbuğ’a bir değil, bin kez özür dileyin. Tuncay Özkan’dan özür dileyin. Eğer idam cezası olsaydı adamı asacaktınız siz. Sayın Deniz Baykal’da sen bu davanın savcısıysan ben de bu davanın avukatıyım dedi.”
Başarır’ın kanun teklifinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin öneri reddedildi.
Yorumlar kapalı.